Cumartesi, Temmuz 07, 2007

BİNBİRDİREK SARNICI'NDA FOTOĞRAF SERGİSİ


19 Haziran'da Sultanahmet'teki Binbirdirek Sarnıcı'nda Atilla Durak tarafından
"EBRU Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar"
adlı bir fotoğraf sergisi açıldı.


Araya tatil girince sergiyi bu güne kadar göremedim.
Dün akşamüstü, A.'cığımla bu sabah sergiye gitmek için sözleştik.

Sultanahmet'e gelince Yerebatan Sarayı'nda (Sarnıcı) biletimizi alıp içeri girdik. Sarnıç, her zamanki gibi turist doluydu ve fakat anılan sergiden eser yoktu.
Hoppala!?
Sorunca anladık, meğer yanlış sarnıçtaymışız.

Neyse, bu sayede meşhur "Medusa"ya bir selam verip, bir de dilek havuzuna para attık ve doğru sarnıcın yolunu tuttuk.

1001 Direk Sarnıcı' ndaki sergiyi çalan müzikleri dinleyerek, fotoğraflardaki insan yüzlerini seyredip, yazıları okuyarak birbuçuk saatte gezmişiz.
Çok iyi düşünülmüş ve yaratılmış bir sergi olduğunu ve ana fikrini çok takdir ettiğimi söylemeliyim.
Ne yazık ki, sergi İstanbul'da bitiyor, ancak web sayfasında da göreceğiniz gibi pek çok yeri dolaşacak. Umarım, bir yerde yakalarsınız.
Olmazsa da üzülmeyin, serginin kitabı, sergide çalan müziklerin yer aldığı bir albümle birlikte yayınlanmış.

Bu arada Binbirdirek Sarnıcındaki Sultanahmet Meydanı ve çevresindeki şimdi artık yok olmuş veya yerin yedi kat altında bir yerlerde kalmış Bizans ve öncesi dönem eserlerinin en önemlililerinin maketlerini ve bilgisayar teknolojisiyle yapılmış canlandırmalarını da görmüş olduk.

Eh, bu kadar kültür ve sanat etkinliğinden sonra karnımız iyice acıktı.
Bunun sonucunda da tabii ki, Sultanahmet Köftecisi'ne gidip, köfte piyaz salata yendi.


Günün hikayesinin bu kadarla bitmiş olduğunu sanmayın.
En sevdiğim yolculuğu yapıp Sultanahmet'ten çıkıp ardarda aktarma ile tramvay, finüküler, metro yoluyla Levent'e ulaştık. Bu yolculuk bana İstanbul'un uygar ulaşım araçları olan bir büyük şehir olma ilerlediği duygusunu verdiği için hoşuma gidiyor.


Peki, Levent'e niye gittik?
Çünkü, İstanbul'da sadece Kanyon'daki sinemada oynayan bir filmi görmek istiyorduk.
İstanbul Film Festivali'nin yarışma bölümünde oynamış "Candy" yi merak etmiştik.
Filmin baş erkek oyuncusu Heath Ledger ve yardımcı rolde Geoffrey Rush olunca merakımız artmıştı. Film, tanıtımında ifade edildiği üzre, "bağımlılığın yaşamı nasıl yıkıp yok ettiğini" sade ve dokunaklı şekilde anlatıyor. Yaşanması kadar değil mutlaka, ama, yine de bu konuyu seyretmesi bile insanı cidden geriyor.

4 yorum:

  1. Ben 1001 Direk'e hic gitmemistim! Varligindan bile haberim yoktu. Bu sefer gideyim.

    Sen Anadolu yakasinda misin? Belki gorusuruz!

    www.elifsavas.com/blog

    YanıtlaSil
  2. Elifciğim,
    Acayip şekilde, onca sene oralarda vakit geçirmeme rağmen benim de haberim yoktu.:)

    Anadolu yakasında oturuyorum, karşıda çalışıyorum. Yani mekik dokuyorum.

    Görüşmeyi isterim, çok hoşuma gider.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,
    Candy ye ben de gitmek istedim sonra çok iyi değil duyumları alıp vazgeçtim. Kanyon' a gitmek de sıktı biraz :)
    Bu arada secenes from a sexual nature' a gittim. Beğendim pek şeker bir filmdi. Diyaloga dayandığı halde sıkıcı olmamayı başaran bir film. Bir de nasıl aza mal olmuştur o. Ne efekt ne yer değiştirme bir parkta çek bitsin gitsin. Süper.
    Ben şu zenci kızla başlayıp sonunda köpeğe düşen çocuğa bayıldım. Hele de yanında sevgilisi varken kadına "very nice" demesi, yazık ayol çocuğa :)
    Şu eskort kadın olayını da tam anlayamamıştım, Fatih Özgüven sağolsun anladım. Ben kıskanıyorum bu adamı bir de arkadaşım olsun istiyorum..Olduuuu :)
    Bir de bir de ewan Mc gregor süper eşcinsel rolü yapmış. Ama onun partnerine de acıdım. Neysem tatlı filmdi, arkamızda sexua lafına kanıp gelen ergenler vardı pek sıkıldılar, çok gürültü yapınca dönüp pis pis baktım bir de "yavaşşşş" çektim, bunlar anında kayboldu, sinemadan çıktılar, komikti :))
    Neyse dağıttım, kaçayım.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Talisman,

    "Candy" iyi diye adlandırılacak bir film değildi. Oyuncuları ve dokunaklı konusu nedeniyle ilginçti; ancak, seyredilmemesi kayıp değil.

    Haklısın; Ewan Mc Gregor süperdi.(Hep öyle değil mi, zaten? Ben pek beğenirim kendisini.
    Moulin Rouge'da, Young Adam'da, Stay'de pek iyiydi.)

    Evet, ben de eskort kadını tam anlayamamıştım, okuyunca "vay be, milletin ne fantazileri oluyormuş" dedim.:))

    Zavallı gençler, zaten yalnış filme düşmüşler, bir de üstüne azar yemek onları sinemadan bile soğutabilir.
    =))

    Paylaştığın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!