Pazartesi, Ocak 12, 2009

BU DEFA: BARSELONA


Hazret yine sinema yazmış denecek ya, kaçış yok.
Korkarım, yarın da sinema yazacağım.
Bu gece Golden Globe Ödül Törenini seyredeyim de...
Ağzımın suyu akarak bekliyorum. Aslında, uykuya yenilmesem, sabaha karşı kalkıp bir göz atacaktım da, olmadı işte.

Efendim, "Vicky Cristina Barcelona"/"Barselona Barselona" Woody Allen'in son filmi.
Yönetmenimiz, son zamanlarda New York entellektüellerinin iç daralmalarından sıkılmış olmalı ki, Avrupa'ya demir attı.
Hımm, cümleyi böyle kurunca, üstadı küçümsermiş gibi bir hava oldu. Değil, valla! Severim kendisini.
Altmışın üstünde filmde emeği olan bir sanatçının, hiç şüphesiz iyi filmleri de olur, daha az iyi filmleri de, kötü filmleri de. Adını duyunca, yine neler yapmış merakına düşmekten kurtaramam kendimi.
Sanırım, hatırlamayı en çok sevdiğim filmi, "Kahire'nin Mor Gülü"dür. Son dönem filmlerinden ise, "Maç Sayısı" hoşuma gitmişti.

Woody Allen, hakiki bir gevezedir. Dır dır dır konuşan, kendine çevresine hiç rahat vermeyen bir didikleme içinde olan iç sesi ve mız mız dış sesi zaman zaman sinirimi oynatır. "Konuşmayı kes ve ne ise yap artık kardeşim" diye yakasına sarılasım gelir. Öte yandan, çok zeki adamdır. Hiç olmadık yerde, bütün o mızıklanmaların arasında bir laf ediverir, tamam peki der, teslim olup bağışlayıverirsiniz.

Bu hafta, müthiş oyuncu kadrosu desteğiyle arz-ı endam eden son filmin konusu şöyle özetleniyor:
Vicky ve Cristina adlı iki genç Amerikalı İspanya’da bir yaz geçirirler ve gösterişli bir sanatçı ve onun güzel fakat dengesiz eski eşi ile tanışırlar. Vicky, evlenmek üzere olan muhafazakar bir kadındır. Cristina ise cinsel serüvenlere açık özgür ruhlu bir kadındır. Kaderleri kesişen insanlar arasında doğan aşk ilişkisi kaotik sonuçlar doğuracaktır.

Gidip görmek isterseniz bu özet size yol gösterecek mi, bilemiyorum. Bir deneyin isterseniz. Burada filmin resmi sitesi var. Fonda çalan gönül çelen tatlı müzik, filmde de çalıyor.

Radikal'de Fatih Özgüven'in film hakkındaki yazısını okumak isterseniz buraya tık.
.

2 yorum:

  1. Bari, Penelope'nin filmde yine, ne kadar güzel ve ne kadar Akdenizli göründüğünü de ekleyeyim de içimde kalmasın.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Haa, bir de o Barselona'nın halleri...
    Kaç sene olmuş göreli, bak sayamadım şimdi onsekiz mi ne, hep aynı sıcaklık...
    :))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!