Pazartesi, Mayıs 11, 2009

HİKAYEDEN ÖNCE FOTOĞRAF BAKALIM MI?

Posted by Picasa

Adana'da Hekimevi'nde kaldık. Sabah, odamızın balkonundan Seyhan nehrini seyrettik. Sağ taraf Seyhan baraj gölüne doğru gidiyor.


Posted by Picasa

Antakya'da Antik Beyazıt Otel'de geceledik. Sokaktan odamızın önündeki balkonun görünüşüdür.



Posted by Picasa

Harbiye'de Şellale'de soğuk sular şırıl şırıl akarken, yemeğimizi yedik. (Yazılışı doğrudur efendim, şelale demiyorlar, şellale onun adı.)


Posted by Picasa

Bu meze tabağı, tam Antakya usulü.
Sağda, fotoğraf çekilmesine sabredilemeyip kaşıklanmış olan süzme yoğurt, saat yönünde gidersek sonraki humus, onun devamında zahter salatası, ardından muhammara, acılı ezme, abagannuş, ortadaki patates salatası.


Posted by Picasa

Asıl, en tipik onsuz olmaz sofra başlagıcı; tepeleme dolu bir tabak yeşillik, yanında tatlı limonla. Neler neler; nane, maydanoz, biber, yeşil soğan, sarmısak...


Posted by Picasa

Ahh, işte çocukluğum en sevdiğim yemişlerinden biri. karşıma çıkınca gözlerim ışıldamış. Hemen bir demet alıp, afiyetle yedim.
Bunu kim bilecek, cevap bekliyorum.

.

14 yorum:

  1. aa taze nohut o, pazardan dönerken alırdı annem. uzun zamandır görmemiştim. ne güzeldir, çıtır çıtır :)

    YanıtlaSil
  2. aaaaa, başka adı var mıdır bilmiyorum, ama ben de neolitik hanım'ın bildiği adıyla biliyorum. taze nohut bu. neo'nun annesinin aldığı cuma pazarından benim annem de alırdı:))
    bir de elmasiye vardır, yani ben öyle bilirim, hani kolye gibi boyna asılır, tatlıya kaçar kekremsi bir tadı vardır, boynundan koparır yersin tek tek:)


    yalnız, daha gezmelik yerlerine başlamadın biliyorum, fakat bu yemelik faslı tam benlik olmuş. ben o meze tabağınııııı, o yeşillikleriiiiii, ayyyyy, çok fena oldum bak ben şimdi ya. e ben bir mutfağa uçayım...

    YanıtlaSil
  3. Evvet, Neolitik hanım; bildiniz!
    :)))
    Benim de hatırladığım oydu, tam bu mevsim pazardan alınırdı. çıtır çıtır, patlata patlata yenirdi.
    :))

    YanıtlaSil
  4. Elektracım, sen de bildin. Eh, malum aynı memleketin havası, suyu...
    :)))

    Senin elmasiye dediğini ben, aluç diye bilirim. Hatırladığım, onun sonbaharda, okullar açıldığı sıra mesela, çıktığı.
    Senin elmasiye de sonbahar meyvesi midir?
    :)

    YanıtlaSil
  5. bu ırmak kenarında ne çok yürüdüm, şu ilk fotoğraftaki köprünün altından geçerken ne çok dilek tuttum, ah!

    ve elbette o taze nohut ve ben çok küçükken yaylada taze nohut yetiştirilirdi. kokusunu öyle çok, öyle çok severim ki.

    bak ekmekçikız, gözlerim doldu, senin şu neşeli gezi yazını okurken işte.

    evet, oralarda her şey sözcük öyle bastırılarak, sözcüğün canı çıkarılarak söylenir. bazen evde tuhaf adanaca bir sözcük geliyor aklıma gülüyorum.

    neyse. bitti mi, devam edecek mi yazı?

    YanıtlaSil
  6. Bitmediiii!:))
    Biter mi hiç bu kadar kısa, Periciğim?
    Fotoğraflara ancak yükleyebildim, laf kısmına gelince, o kadar çok ki!
    :))
    Ne güzel yahu! Hiç değilse, hepimiz çocukluğumuzda taze nohut yemişiz diye avunacağız.:)

    YanıtlaSil
  7. Çocukluğumu bundan daha güzel ne hatırlatabilirdi ki... Taze nohut demetlerini seyyar arabalı satıcılar da satardı sokak sokak dolaşarak yazın... Demeti 25 kuruşa... Demet demet alır çıtlatırdık... Evet, biz "çıtlatır"dık... Offf...

    YanıtlaSil
  8. ...Ve aluç ya da bizim deyişimizle "alıç"... Aman allahım...

    YanıtlaSil
  9. Metin Bey,
    İşte öyle çıtlata-pıtlata geçmiş, çocukluklarımız.
    İyi ki de öyle geçmiş.:))
    Çocukluğumun bir bölümünde de ayçiçeği "çitleme" vardır, nohut memleketi olmayan başka bir yerde. Çitler çitler, dudağımızdan sarkıtır ve püskürtürdük kabukları. Tam pislik! :O)

    YanıtlaSil
  10. Vallahi gunahtir yav. O yiyeceklere ulasamyacaklarin istahini kabartmak gunahdir. Billahi gunahtir...

    YanıtlaSil
  11. Eleştirel Kardeş,

    Gezgincikız Hanım'ın bize bu yapıp ettiklerine sadistlik denmez de ne denir!

    YanıtlaSil
  12. Günlükçü Bey,
    Hayır yani, ben gezemeyenler için göz olayım derken, kültürel açıdan da bir faydam olsun demiştim. Kimseciklere bir kastım yoktur, vallah billah.
    "Devedikenleri açmak üzere" deyip, onların fotosunu yapıştırıversem daha mı iyi?
    İsterseniz onu da yapabilirim, genel talep bu yönde ise...
    :O)

    YanıtlaSil
  13. Metin Bey,
    Bakınız, yukardaki cevapta açıkladım; sadistlik niyetim yoktur, olmamıştır, ben sade bir elçiyim, istemiyorsanız da yaznam!
    İşte ok-kaaa!
    ;)

    YanıtlaSil
  14. Kaldı ki, ben daha ziyade mazoşist olarak tanımlanabilirim.
    :)))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!