Salı, Mayıs 11, 2010

TAZE NOHUT

İstanbul'da doğmuş büyümüş bir arkadaşıma taze nohuttan sözettim, "o da nedir?" dedi.
Başka iki tanesi, -Anadolu doğumlu onlar- hemen bildi.
Çocukluğumun bahar eğlencelerindendi, taze nohut. Kabuklarını parmaklarımızın arasında sıkıştırıp ses çıkartarak, pıtlata pıtlata yerdik.
Çook yıllar sonra tam bir sene önceki Antakya yolculuğunda yedim. Hadi orada yemek normal de, geçen günkü eski şehir gezisinde yine rastlayınca çok sevinmiştim.



İşte, bu da Sultanahmet meydanına karşı nohut pıtlatan Ekmekçi hanıma dair bir foto.
Biraz meydanın taşı, biraz nohut, biraz yürüyenler, ...
Öyle işte!
.

33 yorum:

  1. ah ne çok yerdik eskiden... bir de kavurmuyor muyduk onları, yanlış mı hatırlıyorum yoksa? sıcak sıcak da çok güzel olurdu.

    YanıtlaSil
  2. Pazar günü yedim:)) Teyzem köyden getirmişti İda ya anlata anlata yedik. Hatta mercimek de yerdik dedim çocuk o sert nohutun en baştan öyle olduğunu düşünüyordu.

    YanıtlaSil
  3. Biz de sobanın üzerinde ılık suda biraz bekletilmiş sonra tuzlanmış nohutu kavurup yerdik.

    YanıtlaSil
  4. hah, çok yaşa ebru! benim dediğim de oydu. ah olsa da yesek valla.

    YanıtlaSil
  5. nasıl güzel bir görüntü o. tadını hatırlamaya çalıştım ama ıı :(
    o sulukta yıkanan kuşları nerden buldun, nasıl güzeller yahu.

    YanıtlaSil
  6. vayyyyyyy! çocukluğumu düşürdünüz gene aklıma yav...

    YanıtlaSil
  7. JoA'cım,
    Tazesini biliyorum da kavurmayı bilmezdim, Ebru ve senin sayende öğrenmiş oldum.
    Biz Çorum'a yakın yerlerde de oturduk, nohutun leblebi halinin bin türlüsünü oradan bilirim.
    :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birde sararmaya yakin olanlarini kozleyip yerseniz tadini unutamszsiniz.

      Sil
    2. Gelecek baharda denemeli o vakit. :)

      Sil
  8. Ebrucuğum,
    Bak, mercimek dedin aklıma geldi, bakla da böyle yenir tazecik ve pırtlatarak!
    :)))

    YanıtlaSil
  9. Nalancığım,
    O kuşlara hayranım ben, yaşama sevinci gibiler değil mi?
    :))
    Nerden bulduğumu hatırlayamıyorum, büyük ihtimalle hayvanlar ilgili bir foto albümden almışımdır, çekenin affına sığınarak...
    :)

    YanıtlaSil
  10. Metin Bey,
    Ne mutlu bana!
    :))
    Çocukluk gibisi var mı yahu?
    Olsa da...

    YanıtlaSil
  11. Ben bizzat Çorum da yaşadığımdan:) enteresan bir karışımım ben. Babam tunceli annem aslen bursa koca ödemişli doğum yeri çorum ilkokula kadar orada kaldık.

    YanıtlaSil
  12. Aaa! Çok hoş!
    Ben gibi ezginlerdensin. Nohutun da leblebinin de dik âlâsını biliyorsun yani!?
    :)

    YanıtlaSil
  13. daha uzar bu hikaye de senin sayfayı sabote etmiş olurum. Kulağımda kürtçe türküler vardır hala babaannem türkçe bilmezdi yaz boyu onunla kalır acayip dil konuşurdum:)

    YanıtlaSil
  14. Bi kerem o "ezgin" deel, "gezgin" olacaktı! :))
    İkincisi, benim de ilkokulda Kürt arkadaşlarım vardı. Bir - iki kelime kalmış dilimde...
    :)

    YanıtlaSil
  15. Kaldı ki, ne sabotajı?
    Burası senin de...
    :)

    YanıtlaSil
  16. Ekmekçim, bir kocaman ateş yakılır çalı çırpıyla, taze nohutlar bu ateşin üstüne atılır közleşmeye başlayınca. Bir kısmı patlar bir kısmı pörtler. Sonra alırsın çikarırsın kabuğundan yersin. aman da aman ne lezzettir o, adı da "Nohut ütmesi"dir.
    Babaannemin ruhu şadolsun...

    YanıtlaSil
  17. Oo Leylak Dalı başka bi güzelliğe dikkat çekmiş:)) Leylak Dalı ekin ütmesini de bilirsin o zaman. Yeni baş vermiş ekini ateşe tutup yapardı babaannem. Hatta ona bizim oralarda firik (belki yöresel söyleyiştir) de denilir:)

    YanıtlaSil
  18. çıkmış mı bunlar. yemeye başlayınca duramıyor insan ama.

    YanıtlaSil
  19. Leylakcığım,
    Bir demet taze nohut nerelere götürdü hepimizi ayrı ayrı!
    Bak nunu da duymamıştım, ama, şahane olacağına eminim.
    Hımmm!
    :))

    YanıtlaSil
  20. Hah! İşte bunu bildim Ebru. :))
    Firik pilavı yapıyorlar, bu isli buğdaylarla. Yemiştim!
    :)

    YanıtlaSil
  21. Evli Bey,
    Şu nohutun hikmetine bakar mısınız?
    Sizi bile getirmiş buralara...
    :))
    Çıkmış çıkmş. Yolunuzu Tahtakale'ye düşürüp bir kaç demet kapın, valla!
    :)

    YanıtlaSil
  22. canim cekti simdi.. Eeee ben nerden bulcaam simdi taze nohutu?

    YanıtlaSil
  23. Hay Allah, tüh!
    İşte uzaktakileri özendirmek hesapta yoktu. :(
    Keşke Meksika'ya yakın olsaydınız, oralarda mutlaka bizimkilere benzer birşeyler vardır.

    YanıtlaSil
  24. Ekmekçim, bu yorum hem sana hem Ebru'ya. Ekin ütmesini nasıl bilmem, harika olur, şimdi oluverse de yesek. Aslında buğdayın da tazesi çok güzel olur tıpkı nohut gibi. Çocukluğum bakir bir Yenimahalle'de geçtiği için ekin tarlalarının arasında oynardık biz.(tüh yaşım da çıktı bu arada meydana ;)
    Gününüz güzel olsun ekmekçim, sultanım...

    YanıtlaSil
  25. Leylak Dalım,
    Devletlüm!
    :))
    Sizin de gününüz bol kahkahalı geçsin, cânım efendim.
    :)

    YanıtlaSil
  26. estağfurullah da, nohutu görünce işte.

    YanıtlaSil
  27. Işığı gören geliyor!
    pardon,
    Nohutu gören geliyor!
    :))

    YanıtlaSil
  28. Ulu manitu aşkına, taze nohutu görünce koşup gelmemek mümkün mü bre Çavdar teyzem!

    YanıtlaSil
  29. Nelere kaadirmiş meğer, bir demet yasemen...
    Ay pardon! Ne demişim?
    Bir demet nohut...
    ;)

    YanıtlaSil
  30. Ah be şu anda bu tarz şeyleri bulmak imkansız hele istanbulda daha yeni 19uma girdim daha 13/14 lerimdeyim bu zamanlar istanbulda pazarın çıkışında ufak bir tezagahın başında dünyalar tatlısı nur yüzlü bir nine oturmuş taze nohut satıyor (yeşil nohut/fidik)
    Dementi ne kadar dedim nineye al benden olsun dedi yüzümde tatlı bir tebessüm 3 demet aldım 15 lira verdim şimdi 15 az gelebilir ama o zamanın 100-150 idi
    Demetler normalin 2 katı filan 1 demeti tek başıma bitirdim pazardan dönüyorum mahallenin veletleri abi bu ne diyorlar oyurdum köşe taşın başına bir demeti veletlerde bitirdim kalanıda evde anne babamla yedik babam dordu sen nerden buldun bunu mazi açıldı yine geldi geçti aradan 6 yıl hasret kaldım bu lezzete nerden bulayım taze nohut...

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!