Pazar, Eylül 12, 2010

YAZ'DAN SONRA GELİR SONBAHAR!*

Yolculuktan anılar aktarıyordum ya, bu defa fotoğrafsız tarafından anlatacaklarım.
Otobüsümüz, "rahat hat" dedikleri türdendi. Koltuklar geniş, kolçaklar ayarlanabiliyor, kulaklıkla müzik dinleyebiliyorsunuz, önünüzdeki koltuğun sırtına raptedilmiş ekrandan film veya televizyon izleyebiliyorsunuz. Rahat hat, pek çok uçakta bile olmayan konforu sağlıyor. Uzun zamandır otobüse binmeyen ve ilk kez gece yolculuğu yapacak olan bebelerim için bu imkanlar can simidi gibiydi. Kızım sevdiği bir gençlik filmini -şu vampirlerin aşkı idi sanırım-, oğlum bir belgesel kanalını seyretti, sonra ikisi de kulaklıkla müzik dinlediler.
Filmleri, kanalları kurcalarken, bir süredir adını duyduğum geçen Ekim'de sinemalarda gösterilmiş bir filme rastladım: "Aşkın 500 Günü"
İşte budur! Kaçırdığınız filmler itina ile seyredilir!


Biliyor musunuz? İnsan kendisini romantik bir aşk filmi seyretmeye hazırlarken, kırık bir aşka tanık olunca pek hoş olmuyor doğrusu. Bu aşk hafif dalga geçer ve eleştirel tarzda anlatılmış bile olsa...
İnsan, gece uzun yoldayken seyrettiği film mutlu hülyalara dalmaya neden olsun istiyor, peki ya sonuç nedir? Yüz buruşturmak, "hay aksi! bak sen!" itirazlarını savurmak.
Oysa filmin fragmanında açıkça "dikkat bu bir aşk öyküsü değildir!" diyor; "bir kız bir oğlanla rastlaşır" öyküsü bu.
Bakın ekledim aşağıya, izleyin isterseniz.
Gerçi, "öpücüklerine karşılık veren fakat heyecanına karşılık vermeyen bir kıza delice, çılgınca ve umutsuzca aşık olan genç adamın öyküsü" tersinden de baksanız bir aşk öyküsü ya, hadi öyle olsun!


Aşk: Yakıcı, saçma, güzel, yanıltıcı, uçuruveren, yokeden...


Seyredin, bakın bakalım aşk öyküsü olmayan aşk nasılmış?



AŞKIN 500 GÜNÜ – 500 DAYS OF SUMMER

*Başlık için ipucu:
Mutlu sonlanmayan aşkın kahramanı kızın adı Summer'dı. Summer faciası atlatıldıktan sonra ne olabilir? Yeni bir aşk belki, yani yeni bir kız. Adı ne dersiniz? Autumn!



.

16 yorum:

  1. Ekmekcim hoşgeldin evine. tatilinin güzel geçtiğini ummaktayım.
    Sözkonusu filmi izlemedim ama aklımın bir kenarına yazdım. izlenecek.
    Bu rahat hat cidden iyi bir şey, ben de pek memnun kalmıştım. Ref. nedeniyle evime geldim ama fazla kalamayacağım. Yani bu sene festival kaçacak, ühüüüüü...
    Öpüldünüz:)))

    YanıtlaSil
  2. Aşkın 500 günü... çok sevmiştim ben bu filmi. aşkı kafamızda yarattığımız bir ilüzyon olarak gördüğümüz düşüncemi kanıtlayan bir yanı vardı filmin. bir de aşkın, en uğramaz dediğiniz insana bile çarptığında onu farklılaştırabileceği... klasik bir romantik komedi değildi ama bunu kabul etmek lazım değil mi:)

    YanıtlaSil
  3. Leylakcığım,
    Bu festival kaçarsa, başka festivali yakalarsın.;)
    İnan, senin bu mekanlararası geçirgen halin çok yorucu olmakla birlikte, sen unu çok iyi idare ediyorsun, düşüncesindeyim.Kolay gelsin.
    Filmi izle, keyif alırsın eminim.

    YanıtlaSil
  4. Zercum,
    Kesin haklısın, aşk bizim kendi kendimeze yaratıp, kendimizi inandırıp, başrolünü de bir güzel oynayıp alkış filan beklediğimiz bir illüzyon.
    Ne var ki, hoş bir illüzyon, karşındaki de o alemde ise tadından yenmeyen bir durum üstelik.
    Ne çare, yanılsamanın yanılgısı da eğlenceli olanın peşine takılıp geliyor!
    :)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Ekmekçikız,
    Ben filmi ziledikten sonra yazdığım yazıya şöyle bir sonuç yazmışım:

    "Senin için mükemmel olan ilişki karşı taraf için mükemmel olmayabilir. Ancak yine de aşk dışarıda bir yerlerdedir. Adı değişir. Summer gider Autumn gelir o da gider Spring olur. Müzikler güzeldir, görüntünün ikiye bölündüğü Expectations-Reality sahnesi pek çoklarımızın başına en az bir kere gelmiştir."

    Farklı tarzlarda da olsa bir iki de film önerim olacak eğer daha önce izlemedi iseniz. Bunlardan biri "The way we were". Ben çok sevdim. Diğerleri ise "He is just not that into you", "Valentine's Day", "Cashback" ve "Jeu d'enfants". Eğer erişebilirseniz izlemenizi tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  6. canim ekmekcim, ben o filmi cok begenmistim. ama son dikili seferimde senin çiçek kızın tercihini izleyip ben de vampir filmini izleyip, "eee bu ne ya" dedim. yaşlanmışım sanırım :)

    YanıtlaSil
  7. Aaaa aynı hatla farklı yönlerden gelmişiz desene ekmekçikız'cım :))))) Ben de az evvel bir yorumda adını geçirmiştim bu filmin... Çarptı beni de kurgusu ve oyuncuların doğallığı. Ek olarak Yahşi Batı ve Oxford Cinayetlerini de izledim. Benim yolum 14 saat sürüyordu da :p

    YanıtlaSil
  8. içten içe hepimiz romantik komedi seviyor ve seyrediyoruz. boşuna burun kıvırmasınlar, erkekler de bayılıyor. ancak saklıyoruz tabii seyrettiklerimizi, havamız bozulmasın deye.

    500 days of summer benim saklamadıklarımdan :)

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Meraklı Kedi,
    Önerdiğin filmleri, Cashback dışında, izlemişim. İzlemişim diyorum, çünkü bizde oynayan isimleriyle orjinalleri çoğu kere uymuyor ve "bu neydi neydi?" araması yapmak gerekiyor.:)
    The Way We Were için senin bloguna yazmıştım. Diğerleri içinde en çok Jeu d'enfants'ı sevdim sanırım. Ya da belki, "He's Just Not That Into You" ile birlikte demeliyim.
    :))

    YanıtlaSil
  10. Şulecim,
    Yaşlanmak demiyoruz da, yaş almak tabir ediyoruz şekerim. :)))
    Fekat efendim, biz artık bu mobil iletişm çağı bebelerinin yanında, ne yapsak çağdışıyız! ;)

    YanıtlaSil
  11. Değerli Sndrfknellacıım, :))
    Senin yolda olma hallerini okudum, "vah vah" diyerekten...
    Neyse ki o yolculukların sonunda şahane yerlere ulaşılıyor da, değiyor onca tantanaya.
    Bir de azizim, biz üniversite okuyacağız diye yollarda 16 saat gidip gelirken neredeydi, bu teknoloji? Telef olmuşuz valla!

    YanıtlaSil
  12. Aslıcım,
    Valla, sinemaya gittiğimde romantik komedi seyircisi ile aksiyon seyircisini hemen ayırtedebiliyorum. tabii bir de ev hali var, evlerde kimler gizli gizli neler seyrediyor bilemiyoruz. Ancak bööle dahili istihbaratla duruma muttali oluyoruz!
    Ne dediğimin anlaşılmazlığı karşısında umutsuzluğa düşmediniz, umarım!
    :))

    YanıtlaSil
  13. çok güzeldi. öyle sevmiştim ki, bu yazki otobüs yolculuğumda benim de karşıma gelmişti, yine izlemiştim, yine sevmiştim :)

    YanıtlaSil
  14. Müziciğim,
    Sevilmiş bir filmi bir süre sonra rastlantı sonucu tekrar izlemek, ummadığın bir anda sevilen bir arkadaşa rastlamak gibi oluyor, değil mi? :)

    YanıtlaSil
  15. Merhaba yeniden,
    Film zevklerimiz bu kadar çok birbirine benzediğine göre senin bloğunu şöyle bir eskiye doğru karıştırıp diğer güzel filmleri bulmam gerek. En iyisi ben hemen başlayayım :)

    YanıtlaSil
  16. Başla bakalım Kedicik, neler bulacaksın?
    :))

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!