ADIM

Bugünlerde kendimdeki iniş çıkışı gözlemekle gün geçiriyorum. Bir yola girmek, bir adım atmak üzere olduğumu hissediyorum. Henüz ne yapacağımı bilemesem de...

Gün geliyor, aldığım sınav sonucu kendimi akıllı, başarılı, önüne kapılar açılmış yolun başında genç kadın hislerinin ruhumu okşamasını sağlıyor.
Şimdi bununla ne yapacaksın sorusunu sorana verecek kesin cevabımın olmaması, sevincimi gölgelese de...

Gün geliyor, gördüğüm oyundaki gösteri ustası sanatçının sözlerini kafa sallayarak onaylıyorum.
Diyor ki, Ali Poyrazoğlu "Asi Kuş"da,
"Aşk asi bir kuşa benzer, ehlileştirmeyi deneyen pişman olur.Çağırman boşuna eğer istemiyorsa gelmez ."
"Aşk iki kişilik bir devrimci örgüttür."
"Özgürleşmek içindeki asi kuşu dışarı çıkmak için serbest bırakmaktır".
Bu saatten sonra özgürlük taleplerinin bile kısıtlı olmaya başlaması gerçeği acıtsa da...

Gün geliyor, kahvaltı masasından başımı kaldırıp baktığımda, bir senedir büyümesini gözlediğim zeytin ağaçcığım tek kalmasa, bir zeytin bahçesine bakarak güne başlasam diye iç çekiyorum.
Bir zeytin bahçesiyle başbaşa kaldığımda o yoğun emek isteyen yaşantıya nasıl ayak uyduracağımı bilemesem de...

Gün geliyor, sabahın erken saatlerinde kaçırdığım bir filmin DVDsi ile güne başlarken bir ailenin ne demek olduğu üzerinde düşünüyorum.
Tüm karakterlerin özellikle  Meryl Streep ve Julia Roberts'ın capcanlı karşımda durduğu August: Osage County / Aile Sırları  filmindeki aile içi hesaplaşma halleri yorucu.  Tüm aile bireylerin kendi başınalıklarının getirdiği yükler acıtıcı. 
Ailemin, tanıdığım ailelerin ufak tefek defolarının bunca arızanın yanında sözünün bile edilmez olmasına sevinerek...

Çok zamandır bloga müzik eklemediğim bir vakıa. Bu husus müzik dinlemediğim anlamına gelmiyor değerli okuyucu.
Örneğin, bugünkü gibi gri katmanlı havalarda havanın ruha verdiği basıncı artırmak için şu üçlüyü arka arkaya almanızı önereceğim.

İyeoka / Simply Falling

Amy Winehouse / Back to Black

Adele / Someone Like You

Nasıl?