Salı, Nisan 07, 2020

POYRAZ SERT ESİYOR İKİ GÜNDÜR...

... Öyle ki, gece sesinden uyutmuyor; Uğultulu Tepeler gibi olduk.
Böyle eserken dün sabah olan oldu, apartmanımızın bahçesindeki en yüksek ağacı devirivermiş.


Ağacın devrilmesine ya da sesine tanık olmadım. Anneme kahvaltı hazırlarken dışarıdan motorlu testere sesi gelmeye başladı. 
Balkona çıkınca minik bir çığlık attım, anneme seslendim, avokado ağacı devrilmiş! Belediyeden ekip gelmiş, ağacın uzun gövdesinin üst tarafındaki yapraklı bölümü kesiyordu.



Sonra kepçe vinç karışımı bir aracın yardımıyla gövdeyi sokağa kaldırıma alıp parçalara böldüler. Böldükleri parçaları bir araca yüklediler ve götürdüler.
Ağaç gövdesinin yapraklı ve çiçeklenmeye başlamış bölümünü de parçalara böldüler. Onun için kocaman damperli bir araç geldi, yüklediler ona.



Gördüğüm kadarıyla kökler derine inmemiş, bahçe duvarı boyunca yayılmaya çalışmış. Uzun gövdenin üst kısmı dallar ve yapraklarla dolu ve ağır olduğu için, gövde sert poyraza dayanamamış ve tümüyle devrilmiş.
Ağacımız en az onbeş senelikti. Meyve vermezdi, çünkü etrafta tozlanabileceği başka avokado ağacı yoktu. Geçen sene yakınına balkonda çekirdekten yetiştirdiğim bir avokado fidanını dikmiştik, ama henüz ufacık o.


Şimdi devrilen ağacın yeri boş kaldı.
Geçen sene Hermann Hesse'in çeşitli yazılarından seçilerek hazırlanmış "Ağaçlar" başlıklı bir kitabını çevire çevire okumuştum. 
Yazar, 36. sayfada başlayan  "Şeftali Ağacı"adlı bölümde  benzer bir rüzgarla devrilen ağacı hikaye ediyor. 
Diyor ki, "Bu eski tanıdık arkadaşın durduğu yerde bir boşluk vardı şimdi, küçük dünyamda açılan bu yarıktan içeriye karanlık, ölüm ve dehşet bakıyordu. .... Hiç değilse, seninki düzgün, doğal ve onurlu bir ölüm, ki bu yüzden şanslı addediyorum seni, artık dermanın kalmayana kadar, direndin ve dayandın. Sonunda pes etmek zorunda kaldın, düştün  ve kökünden koparıldın."



Bu fotoğrafı bundan tam iki ay önce 7 Şubat günü çekmişim. 
Ogün İstanbul'a mevsimin ilk ve tek karı yağdı, geçti.
Yaz kış yapraklı avokado ağacının üstünde mevsimin karı böyle bir beyazlık bırakmıştı.
O da şimdi anılarda kaldı.

4 yorum:

  1. Ağaçların başına bir şey gelmesine dayanamıyorum :( Avokado ağacı da ne güzeldir, ne değişik çiçeklenir. Yazık olmuş. O boşluk da size corona günlerinden yadigar kalacak demek ki, anımsamak ister miyiz acaba bu günleri? Hoş ne kadar istemesek de aklımızdan çıkmayacak ki...

    YanıtlaSil
  2. Leylakcığım,
    İki senedir Kadıköy civarındaki ağaçlara ilginç bir tırtıl dadandı, yaprakları yiyerek besleniyor. Fakat öyle hızlı ki, dadandığı ağacın yaprakları kısa sürede tül haline dönüşüp yok oluyor.
    Tırtılla savaşmak için bizim bahçe de dahil bölgedeki ağaçların çoğu ciddi şekilde budandı. Bu nedenle yeşilimiz ve yaprağımız azalmıştı, bir de dört mevsim yeşil ağacımız gidince, üzücü oldu.
    Sağlık olsun diyeceğiz artık, bu günlerde en çok kullandığımız söz o zaten.

    YanıtlaSil
  3. Hay allah, yazık olmuş güzelim ağaca :(

    Budanıp tekrar yerine dikilseydi, tutmaz mıydı acaba yeniden... Tutsa yaparlardı herhalde diye düşündüm şimdi de...,

    YanıtlaSil
  4. Şebnemciğim,
    Keşke olsaydı! Kökünden devrilmişti ve uzun bir ağaçtı, pek oluru yoktu, sanırım.
    Yeni bir fidan dikip büyütmek en iyisi. :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!