Perşembe, Temmuz 09, 2020

BİR KİTAP ve BİR FİLM

Olga Tokarczuk'un "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" adlı romanını bitirdikten hemen iki gün sonra romandan uyarlanan filmi izledim. Filmin adı roman gibi uzun değil neyse, çeşitli dillerde şu isimler verilmiş; Spoor  / Pokot / İz .
Tıpkı romandaki başkahraman gibi yazarın da soyadını söylerken epey zorlanıyorum. Birkaç sessiz harfin yanyana gelişinden nasıl bir ses çıkarılır hiç kestiremiyorum.  Sanki konuşurken bu sessiz harflerin bazıları yutuluveriyor, peki o zaman neden yazılırken varlar? Neyse, konumuz bu değildi. 

Olga T.'un "Koşucular"ını severek okuduktan sonra, başka ne okuyabilirim diye bakmış Sür Pulluğunu ....'yi bulmuş ve  bu uzun isimli kitabı -adından olsa gerek- okumaya bir süre cesaret edememiştim. Sevgili Buraneros, bu kitabı  merakla okuduğum yazısında anlatınca, şimdi zamanıdır diyerek kitabı almış ve okumuştum.
Bir önceki yazıda kısaca söz ettiğim gibi kitabı önceki hafta okuyup bitirdim. Polisiye meraklısı olmadığım halde, olayın kurgusu ve akıcı anlatımı, astrolojiden, şiire, doğa tutkusundan, hayvan sevgisine pek çok ilgi duyduğum konuyla bağlantısı, kitabı okurken  beni aldı götürdü.
Yazıya gelen yorumlardan birinde Sevgili Mindmills  kitaptan uyarlanan bir filmi festivalde gördüğünü ve beğendiğini yazınca, filmi de izlemek istedim.




Berlin Film Festivali'nde yarışan ve Polonya'nın Oscar adayı olan Spoor / İz filmini iki kadın  yönetmen  (hatta anne-kız imişler) Agnieszka Holland ve Kasia Adamik birlikte çekmişler. Senaryoda Agnieszka Holland ile birlikte Olga Tokarczuk'un imzası var.
Filmografisine bakınca, yönetmen Agnieszka Holland'ın birkaç fimini izlediğimi hatırladım. Mesela bunlardan Beethoven'ı Anlamak / Coopying Beethoven çok sevdiğim bir filmdi.

Bir filmi  kitabını okuduktan sonra izlerken, okur olarak hayalinizde canlandırdığınız karakterle seyirci olarak karşınıza çıkan  karakterin uyuşup uyuşmaması, filme kendinizi bırakma konusunda engel yaratabiliyor. Kahramanımız Janina Duszejko, filmdeki görüntüsüyle tam da hayalimdeki insandı. Komşu Matoga ve böcekbilimci Boros da hayalimle uyumluydu. Kitaptaki Müjde ve Dyzio karakterlerlerinin hayalimdeki tipler olmayışı, muhtemelen, onlar etrafında gelişen olayların senaryoda romandakinden farklı olmasından kaynaklanıyordu.  
Senaryoda, romanda anlatılan kötülük hallerinin katmerli hale gelmesinde, gerilimi artırma arzusu etkili olmuş galiba diye düşünmeden edemedim. 
Sonuçta, iki ayrı sanat diliyle anlatılmış aynı metini böyle ardı ardına okumak/izlemek güzel  oldu, doğrusu.

8 yorum:

  1. Kitabı bana da Funda verdi, bu aralar okuyacağım inşallah, filmi söylediğin de iyi oldu, ardından izlerim...

    YanıtlaSil
  2. İzleyici için ne belalı bir durumdur; beğendiği bir kitabın imgelem dünyasına resmettiklerinin, yönetmeninkilerle yüzleşme anı. Bundan epey bir yıl önce bir sinema platformunda çok hoş bir tartışma yaşayana kadar üzerine hiç düşünmemiştim; olmuş ya da olmamış, der geçerdim. Daha olgunlaşmamış, opsiyonları daha az gençliğim de emeğe burun bükerdi. Sonra işler değişti ve marjlarım genişledi doğal olarak; iki ayrı olarak değerlendirmeyi becerebildim ve bu yeni hal pek güzel oldu:)

    Bu yazınız çok iyi oldu benim için. Linke gittim, tiplemeleri gördüm, genelde bir problem yokmuş; Olga güzel çizmiş aklıma, nüansları da fotoğraflarla hallettim ve şimdi tam anlamı ile ete kemiğe büründü herkes. Zevkli bir izleme olacağı kesin.:)

    YanıtlaSil
  3. bazen kitap isimlerinin farklılığı bizde farklı algılar oluşturabiliyor. Bu kitabı görüyordum ben de sağda solda ama hiç aklıma polisiye türü gelmemişti :)

    Keyifli okumalar diliyorum ♥

    YanıtlaSil
  4. Filmi bulup izlemenize, beğenmenize sevindim. :) Bu tip paslaşmaları çok seviyorum. Ben de kitabı Storytel'de buldum, sesli kitaptan dinlemeyi deneyeceğim.
    Olga Tokarzsuk hem Jung analisti hem de astrolog. Festival öncesi bu bilgiye ulaşınca mesleki olarak filme otomatikman çekilmiştim. Şu Koşucular'a da ilk fırsatta el atayım. Sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Leylakcığım,
    Sırası gelsin çabucak, oku ve izle keyfince.
    Bakalım, sen de biz gibi Olgasever olacak mısın? :)

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Buraneros,
    Okur ve seyirci arasındaki en önemli fark, belki de, beynin farklı kıvrımlarının çalışmasından kaynaklanıyordur.
    Eminim, etki mekanizmasının sebeplerini bilimsel olarak açıklayan, bu konuda yapılmış araştırmalar vardır. Bilimsel açıklama bir yana, okuyucu/seyircinin duyguları diğer yana... :))

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Şebnem,
    Evet tür olarak polisiye demek mümkün, diğer yandan içinde bir dünya görüşü ve eleştirisi de var. Dolayısıyla, hem heyecanlı bir akış hem felsefi yaklaşımlar okuma keyfini artırıyor. :)

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Mindmills,
    Öneriniz sayesinde okuduğum kitap adeta canlandı, tekrar teşekkürler. :)
    Astroloji konusu benim de ilgimi çekiyor, oldukça uzun zamandır. Astrolojinin haritalarının rehberliği sayesinde hayatı anlamlandırma ve yorumlama kolaylığı ediniyorum, kendimce.
    Kitapta, filmden daha fazla astroloji bağlantısı var aslında, kitabı da okumak isterseniz diye dip not vermiş olayım. :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!