!f'te gösteriminin hemen ardından vizyona giren bir film "An Education/Aşk Dersi"
Aşkın eğitimi mi olurmuş, dersi ya, o nasıl?
Bakınız, neler yazmışlar, !f'ciler:
"....Oxford Üniversitesi’ne gitmeye hazırlanan başarılı bir öğrenci, çello ustası olmaya aday bir müzik tutkunu ve yaşının ilerisinde bir bilgeliğe sahip Jenny, kendisinin iki katı yaşında, fırsat düşkünü, ama son derece çekici bir adam olan David’le tanışır.
....Orta sınıf ailesinden ya da sivilceli yaşıtlarından öğrenemeyeceği bir dünyanın bilgisini yutmaya hazır bir genç kadının en başından kabullendiği alternatif bir eğitimdir ikilinin arasındaki bu oyun."
Daha fazlasını yazıp filmi anlatmaya kalkmayacağım, son defa sinema yazarken spolier mpolier dememiş bir güzel ötmüştüm. Bu defa siz bulun!
Bir diyeceğim şu ki, filmin aşıkları oynayan iki oyuncusu başta olmak üzere tüm oyuncuları çok başarılı.
Özellikle Peter Sarsgaard’ın nedenini ancak filmin sonunda anladığım ekşi limon yalamış suratlı ifadesi, müthiş! Carey Mulligan'ın ise, En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı adaylarından biri olduğunu hatırlatayım.
Dedikten sonra, dün verilen BAFTA ödüllerinde Carey'in en iyi kadın oyuncu ödülünü aldığını ekleyivereyim.
Filmin sonunda bir noktada "acaba ahlakçı bir ders mi vermek istiyor" endişesi duymadım diyemem.
Sonra düşündüm de, aşkı bir oyun değil de hayatın bir parçası realitesi kabul edenler için "mutlu son" bu, diyebiliriz.
Seyreyleyin, siz ne diyeceksiniz?
.
Yazınızla hiç alakası olmayan bir yorum yazacağım şimdi size. Şimdi yazmazsam unuturum yine, çünkü türlü zamanlarda aklıma geldi de yazmadığımdan hep unuttum.
YanıtlaSilSizin bir Yay olduğunuzu bu blogdan anlayabilir bir insan. Neden mi? Çünkü neredeyse her post'unuzda farklı bir yazı karakteri kullanıyorsunuz. Yay'lar da böyledir ya, hep farklıyı denemek isterler, aynı formatlarda kalmazlar. Bu şey gibi, hmmm, hani Yay'lar ''ben çok düzenli biriyimdir, ben çok şöyleyimdir, böyleyimdir'' demezler çünkü kendilerini bu sıfatlarla daraltmazlar ve kısıtlamazlar. Daraltırlarsa, diğer sıfatları deneyemezler, başka sıfat olamazlar. Nereden mi biliyorum? Kızım için okumaya başladım da ben Yay kadınlarını, azıcık oradan şeetiydim. Doğru mu anlamışım Yay kadını özelliklerini, sizinle teyit edeyim bari:)
Pemboş sevgiler ve Diloş'dan da agucuklarla efendim.
ben de haftasoonu ses seda çıkmayınca senden, dert tasa mı var ki diye kaygılanmıştım. if'i unutmuşum tabiiiy:) bu sıra izlenecekler listem bomboş duruyor. listeme katkılarının devamını bekliyorum:) ayrıca şu aşağıdaki citrus şeyi ne acaippp...
YanıtlaSilBurçtaşım Diloş'un anası Pemboş Hanfendü,
YanıtlaSilKızınızı öğrenme, anlama çabanızı sevgiyle selamlıyorum.:))
Yazı karakterini yazıyı yazdıktan sonra değiştiriyorum, içimden gelen ses ve rengi dinleyerek. Daha önce de sormuşlardı bana, neden ikide bir değiştiriyorum diye. Senin tesbit ettiğin sebepten dolayı olsa gerek.
Merak, yenilik, değişiklik... Hepsi var birarada.
Kızınla ilgili olarak şunu söyleyebilirim; ileride neşeli, heyecanlı, meraklı, değişiklik arayan bir insan olacaktır mutlaka. En çok da neşeli, eğlenceli bir çocuk olacaktır. Birlikte çok eğleneceksiniz, eminim.
Öpüyorum ikinizi de...
Elektracım,
YanıtlaSilŞükür bir tasa dert yoktu, genelde olan hareketli haftasonlarından biriydi.
Üstelik film bir değil, ikiydi! Cumartesi yeğenlerle, onların arzusu üzerine "Sevgililer Günü" filmine gittik, hoşça vakit geçirdik de bloga yazacak bir özelliği yoktu. hani, film listesi dedin de onu da yazayım bari.,
Bir de Semih Kaplanoğlu'nun Bal'la Altın Ayı almasına çok sevindim. Yumurta çok güzeldi, Süt'te biraz hayal kırıklığına uğramıştım, şimdi Bal'ı heyecanla bekliyorum.
Citrus'a gelince, acayip acayip olmasına da bir yandan da süper!
:))
ben de geçen hafta izledim, ve de çok sevdim, çok. bana soracak olursan, kesinlikle mutlu son. evet bir romantiğim, ama aşkın da bir inandırıcılığı olmalı bana göre. en nihayetinde insan kendine kalıyorsa, o halde kesinlikle bu bir mutlu sondur diyorum çünkü zaten çok güzel olan kızımız, asıl şimdi daha da güzel olacak.
YanıtlaSilMüzicim,
YanıtlaSilKazasız belasız(!) atlatılmış bir eğitim sonucunda ulaşıldığı için mutlu sondu, evet!
Ne diyordu Jenny filmin sonunda? "Paris'e hiç gitmedim, çok isterim gitmeyi"
Yaşananlardan sonra bunu hissedebilmek, mutluluk tabii ki!
:)