Sonra İthaka neredeymiş merakıyla aradım. Şunu buldum:
İthaka neresi? İyonya denizinde bir Yunan adası... Troya savaşında, tahta at kurnazlığını bulan, İthaka Kralı Odiseus'un, ülkesine dönmek için harcadığı yıllar, başından geçen serüvenler Homeros'un ölümsüz yapıtında anlatılır. Savaşlar, tehlikeli deniz yolculukları, İthaka'da yıllardır kocasını bekleyen Penelope...İthaka'ya varmak!.. Bir amaca, bir ülküye, bir umuda, bir aşka ulaşma çabasının bir çeşit simgesidir. Nice sanatçı, şair, yazar, bir inancın, bir düşüncenin savaşını veren her kişi İthaka'ya, İthaka saydığı bir yere varmayı bir yazgı edinmiştir.
Yazıyı 1997'de yazmış Oktay Akbal. Üzerine tıklarsanız, tümünü okuyabilirsiniz.
Burasıymış!
Şimdi de şiir:
İTHAKA
İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.
Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.
Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonundakocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.
Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.
(Çeviren: Cevat Çapan)
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.
Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.
Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonundakocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.
Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.
(Çeviren: Cevat Çapan)
varmak değil, yol boyunca öğrendiklerindir hazinen.
YanıtlaSilişte bu kısım özellikle vurmuştur beni hep Ekmekçim. Seni okumayı çok özlemişim bir de...
Tümü harika ya, ben de şurasını biraz daha yakın buldum, kendime.
YanıtlaSil"....
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
.....
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına."
:)
elbette kendinde olanı görür kişi.
YanıtlaSilbiliyor musun ekmekçim, yıllarca internetteki nick'im Calypso'ydu, Odyssea'nın hatrına...Hakikaten raftan alıp tekrar okumak lazım baştan sona. Kendimizi daha iyi anlamak, hangi toprağa ayak bastığımızın daha fazla farkında olmak için yeniden okumalıyız. Bütün bunları aklıma düşürdüğün için sen yine bir tanesin! =)
Ah Özlemcim,
YanıtlaSilGönlü gani gani dolu bir insansın sen! Sağol. :))
Hakikaten bu yaz kendimize bir iyilik yapıp okuyalım. Mesela Bozcaada'da! Ne güzel olur. :)
yaaaa! Eylül'de kalenin dibinde hem de! lütfen! ama lütfen olsun bu dilek!
YanıtlaSilveya Ayazma'da, Truva savaşı başlamadan 1 gece önce gemilerin saklandığı yerde!
Hımmm! Ama biz Eylül'e kalmayacağız ki Özcüm. Bağbozumunda oradayız, Ağustos'ta. :)
YanıtlaSil10 Ağustos'da yaz okulu bitiyor, o zamana kadar dersim var. Sonra eğer doktor izin verirse abimi Girit'e götüreceğim. Bakalım prg. belli olsun, belki de denk geliriz.
YanıtlaSilOlsun be canım, bu defa olmazsa gelecek defa olur. Değil mi ki, o toprak orada...
YanıtlaSil:)
Kutsal Topraklar =)
YanıtlaSilYine çok keyifle okudum, yine bilmediğim güzelliklerle doldum. Birde yorumlarınız Özlemakiyle ne kadar güzel, ne kadar sıcacık, ne güzel bir dostluk bayıldım.
YanıtlaSilSevdacığım,
YanıtlaSilÖzlemaki Girit'in dost canlısı güzel kadınıdır ve bir blog arkadaşımızdır.
Bloglarımızı böyle zamanlarda daha çok seviyorum.
:))
çok sevdiğim şiirlerden biridir bu. ta üniversite yıllarından. ne iyi oldu hatırlamak... eksik olma sen.
YanıtlaSilöptüm.
Neocuğum,
YanıtlaSilKavafis'in hayatla ilgili çok bilgece bir duruşu var, bu şiir onun yansıması gibi geliyor bana. :)