Leylekler, diyorum. Geldiler. Bu akşamüstü pencereden bakıyordum, gördüm.
Yükseklerden, düzenli gruplar halinde uçuyorlardı.
Sadece onlar değil, kırlangıçlar da geldiler. Tiz çığlıklar atar gibi ötüşleri, akşamüstleri evlerine dönerken telaşla kanat çırpışları da geldi.
Kuşlar geldi, bu arada bizim evin genç kızı dört aylığına, üniversite değişim programıyla Almanya'ya gitti. Okul kaydı, yurt yerleşmesi, yeni arkadaşlar derken heyecanlı bir dönem onu bekliyor. mutlulukla anımsayacağı bir dönem olsun, dilerim.
Mart bitmeden Oyun Atölyesi'nde "Pencere" oyununu izledim. Esra Bezen Bilgin ve Haluk Bilginer hayranlıkla izlenen oyunculuklarıyla, bir hesaplaşma hikayesi olan oyunu alıp götürdüler.
Sonra bir pazar günü oy kullandık ki, halen sayılıyor sayılıyor, sayılıyor...
Bakalım bir sonuç çıkacak mı?
Az kalsın unutacaktım; bu haftanın önemli olayları arasında bir de meslekte 35. yılı tamamlamak ve bu yeteri kadar ağır değilmiş gibi, tescillemek için plaket verilmesi konusu vardı.
Eski arkadaşları görme, neş'eli vakit geçirme, şerefe kadeh kaldırma vesilesi oldu. Bir sayfa daha çevrildi, böylece.
Nerede o meşhur leylekler, diyorsanız size hak veririm.
Akşam karanlığı gelirken bulutlu havada ancak böyle noktacıklar halinde görüntüleyebildim.
Leyleği havada gördüyseniz, şanslısınız o zaman.
YanıtlaSilDilerim, öyle olsun sevgili Mehtap. :)
YanıtlaSil