Pazar, Temmuz 21, 2019

ANKARA'DA 24 SAAT

Son üç senedir sıkça olduğu gibi, yine bir koşu Ankara'ya gidip geldim. 
Kızım ODTÜ'ye kaydolup hazırlık sınavına girdiğinde başlamıştı bu "bir koşu Ankara yapıp dönme"ler, öylece devam ediyor.
Bu seferki yolculuk, oğlumun askerlik görevini tamamlaması nedeniyle yemin törenini izlemek, terhis belgesini alışına eşlik etmek içindi. Tesadüf işte, kızımın Ankara'da olmadığı dönemde oğlum Ankara'daydı!




Perşembe sabahı trafik henüz başlamamışken, İstanbul'dan otobüsle yola çıktım. Hava parçalı bulutlu, serinceydi. Düzce'de yağmur çiselemeye başladı, Bolu dağını geçene dek yağmaya devam etti. Yağmuru ve yolu seyrederken uyumuşum.
Öğlen yemeği saati biraz geçerek teyzemin evine ulaştım. Sonra zaman geçiverdi, sohbet, muhabbet, kuzen ziyareti, olan bitenler, çoluk çocuk haberleri derken yatma vakti geliverdi.



Teyzemin tek misafiri ben değildim. Kuzenimin kedisi de yatıya gelmişti. 
Tontiş Sarıkız, yabancıları pek sevmez, yanlarına çıkmazmış. Beni yabancılamadı, üstelik bir de kendini sevdirmek için kucağıma çıkma şerefini de bahşetti.




Cuma sabahı erkenden, halası ve bendeniz askerimize kavuşmak üzere, Mamak yollarına düştük. 
MEBS Okuluna yaklaşınca artan trafikle doğru yerde olduğumuzu anladık. Otopark erkenden dolmuş, ilk bulduğumuz uygun yere arabayı bırakıp tören alanına ulaşmak için kuyruğa girdik. 
Tören başlayana kadar geçen sürede, yer bulmak, bulduğumuz yere sığışmak, alanı gelen üçbin asker arasında canımızı görmeye çalışmak gibi, o sırada tüm ailelerin yaptığı  hareketleri biz de eşzamanlı olarak yaptık.

Tören bitince, aileler ve çocukları alanda birbirlerine sarıldı, belgeler alındı, eşyalar teslim edildi ve vakit geçirmeden yola çıkıldı.
Dönüş yolu arabayla oldu, bu defa hava sıcak ve güneşliydi. Hep olduğu gibi İstanbul'a girişte trafik vardı. 
Ve işte  Ankara yolculuğu bir koşu geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!