Ara yüzü açınca gördüm ki, son yazıya yapılan bir dolu yorum onay beklemekten bir hal olmuş. Blogumu terketmiş gibi hüzünlendim önce, sonra toparlanıp "yaz katip" dedim.
Şimdi kısa kısa notlarla özet geçiyorum. Sonra, uzun anlatılacak olanı tekrar yazacağım, elbet.
Fotoğraf, eskiden oturduğum bir apartmanın üst kat dairelerinden birinden, tarihi yarımadaya bakış.
Aralık başında gittiğim bir geçmiş olsun ziyareti sırasında uzun zaman aradan sonra görünce, hasretle baktığım, fotoğrafını çekmekten kendimi alamadığım manzara.
Bol kahkahalı, hasret gidermeli, yeniden buluşma sözü vermeli tarafından...
Hemen üç gün sonra verilen "görüşelim" sözleri yerine getirildi ve daha küçük bir grup olarak Anadolu Feneri'nde Mavvi Kapı'da buluşup kahvaltı yaptık, bomboş Fener sokaklarında kış güneşinin keyfini çıkarttık. Günün benim için en hoş taraflarından biri de sürpriz erken doğum günü kutlaması oldu.
Bu sene baharda leylekleri havada görmüştüm ya, hah, işte o nedenle birkaç gün sonra yine bir seyahate çıkmam gerekti. Bu defa yeğenimin geçici bir süreliğine çalıştığı şehir olan Edinburgh'a gittim.
İşte bu yolculuğu hakettiği gibi ayrıca anlatacağım.
İstanbul'a dönüşte ardı ardına hızlı çekim günler sıralandı. Küçük tatlı doğum günü kutlama yemeği, pilates stüdyosunda müzikal film gecesi eşliğinde yeni yıl kutlaması, yine güzel bir kutlama ile şenlenen kitap kulübü toplantısı ile günler hızla geçiverdi. Hani derler ya eskiler, "ak gün ağartır..." Öyle, gerçekten.
Sonraki günler atasözünün ikinci yarısı gibiydi, annem rahatsızlandı, doktor, ilaç, tedavi derken telaşlı günler geçti.
Bu arada Ankara'dan önce teyzem, sonra kızım geldi.
Sonraki hafta sonu artık annem düzelirken, bir büyük aile toplantısına katıldık. Hısım akraba bir araya geldik, anıların derinlerinde biraz hüzünlendik, biraz gülümsedik.
Sonraki gün kuzenim, çocukları ve benim çocuklarla birlikte Karaköy'de gezdik dolaştık, muhabbete daldık.
Derken bir de baktım ki, 31Aralık gelivermiş, yıl sonu muhasebesi filan yapamadan hoop 2020 oluvermiş. Eh, demek ki muhasebeye gerek yokmuş!
Benim için güzel bir yıl oldun 2019, güle güle dedim ve el salladım ardından.
Hoşgeldin 2020 !
Güneşli Aralık günlerinden anı, fakülte arkadaşlarıyla Anadolu Feneri'nde gezerken, Karadeniz'e doğru bir bakış...
Blog komşuluğu da zor zanaat olmalı ki bugün neredeyse her şey yolunda mı diye, mesaj yazacaktım. Oysa ki bir olay dışında her şey yolundaymış:)
YanıtlaSilO halde önce bir geçmiş olsun... Sonra da mutlu, sağlıklı, güler yüzlü ve leyleklerin havadan inmediği bir yeni yıl dileyelim, size ve sevdiklerinize:) Hımmmm Edinburgh... hak ettiği gibi okuyacağımızdan emin olabilirsiniz!:)
Sevgili Buraneros,
YanıtlaSilBlogların eski günlerinde tam da öyleydi, bir süre -ki, o zamanlar bir hafta idi o süre- sesi çıkmayan blog arkadaşımızı merak ederdik, her şey yolunda mıydı, acaba? Şimdilerde, instagram çıktı, mertlik bozuldu; orada da görüntüsü çıkmıyorsa merak ediyoruz, artık.
Blog komşuluğunuz için ve güzel dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum.
Fotoğrafları yükleyince Edinburg yazısı yazılacak, çok yakında! :)
Yeni yılın kutlu olsun Ekmekçi hemşirem, anneye de geçmişler olsun, artık geçmiş gitmiştir diye umuyorum zaten. 2020'de görüşebilmek dileğiyle diyerek bitireyim yorumumu :)
YanıtlaSilTeşekkürler Leylakçı hemşirem :)
YanıtlaSilAnnem iyileşti eski senede, bu defa yeni senede ben öksürük oldum. Kısmetse zencefil, adaçayı, limon iksiri ile hakkından geleceğim.
2020'de görüşmek dileğine içtenlikle katılır, tüm ailenize "Umutcan"la güzel günler dilerim.