Artık akşam oldu,
Turgut Reis Akyarlar arasında yükseklerde bir bahçede oturuyoruz,
Kos adasının ışıklarını seyrederek yenilen akşam yemeği, dost sohbeti,
Rüzgâr azaldı biraz,
"Senin şansına bugünkü rüzgâr, kaç zamandır böyle şiddetli esmemişti"
"Yağmur gösteriyor, o da benim şansıma demek, eskiden bu mevsimde denize girerdik, iki senedir yorganla uyunuyor"
Üstümüzden tentede bir tıpırtı, yağmur başlıyor,
"Kos'un üstü iyice karardı, yağmur yağıyor olmalı"
"Evet yağıyor, buraya yağmur oradan gelir"
"Yemek yedi kaçtı demezseniz gideyim ben, yağmura yakalamayayım"
"Ben bırakacağım seni, yağmur yağmaz bence"
Ayrılmadan önce gece ışıklarına bir bakış,
Tepede Kos'tan yola çıkmış gibi duran kocaman üçgen kara bulut,
Yolda yağmur başlıyor, önce tıpır tıpır damlalar, sonra silecek hızla calışmaya başlıyor,
Ne demeli? Mayıs bereketi!
Üçgen bulut, ne güzelmiş :) Sanki aşağısındaki dağ da onun yansıması...
YanıtlaSilBir anda gördüm ve sanki hızla geçti gitti, tam bir doğa mucizesi.
SilDağ değil tabii ada da işte, neyse. :)
YanıtlaSilDenize bakarak dağ da sayılabilir, yoksa o bulut nasıl kopup gelsin tepesinden, değil mi? ;)
SilNasıl keyifli :)
YanıtlaSilSeyretmesi keyifliydi evet, neyse ki fazla deli ıslatmadı.
SilAh! Ne güzel! Bereketiyle, huzuruyla gelsin Mayıs ayı.
YanıtlaSilAh! Amin! Hepimizin gönlünden geçen o. :)
SilKocaman yağmur yüklü bulut, doğayı böyle oturduğun yerde geniş açıdan gözleyebilmek, yağmurun gelişini takip edebilmek ne güzel bir his, bu güzelliği Karaburun da yaşayabiliyorum ben de.
YanıtlaSilBöylesine geniş açıyla bakmak imkanı olunca, gerçekten de şehirde binaların arasından görebildiğimiz doğa olayları öyle eksik ki.
Sil