Cuma, Aralık 22, 2023

ANNE KIZ KONULARI

Bugünlerde havada ne varsa bilmiyorum, annelerle çatışma günleri midir nedir? İki gündür üç farklı arkadaşımdan anneleriyle yaşadıkları ve aslında hiç gerekmeyen gerginlik konuları  dinliyorum, kendimi de bu listeye eklemeliyim. 

Dün akşama doğruydu, arkadaş toplantımız henüz sürerken annem aradı, sordu "geldin mi?"
Hayır, birazdan çıkarız herhalde dedim. Saate baktım ve ekledim ben gelene dek geç olur, siz yemeğinizi yiyin, ben tok sayılırım zaten.
Eve ulaştığımda önce oğlumu aradım, sesini duymak için. Zira yoldayken Prag'daki silahlı saldırı haberi gelmişti, endişelenmiştim haliyle. Ondan iyilik haberleri alınca, kızımı da aradım, onun da sesini duydum. 
Sonra üst baş çıkar, el yüz yıka derken telefon yine çaldı, annem yine aynı soruyu  sordu "geldin mi?"
Meğer, beni bekliyorlarmış, yemeğe oturmak için! Ayyyhhh! 
Sen istediğini söyle artık, anacım en hafifi ilaç saatlerin aksayacak, neden bekledin, filan falan...

Bu benim hikayemdi, arkadaşlarımınki de benzer minvalde konular. 
Mesela:
Çamaşır makinesi çalışmıyor gel bak, oysa kızının evi dolmuşla ulaşma mesafesinde ve o anda o başka işle meşgul.
Kızın karşıya taşındı diye sen de mi gideceksin, ben gitmem karşıya, taşınırken düşünseydi, oysa torunun ve eşinin işi karşıda mecburen karşıya taşındılar.
Kızın huysuzlanıp duruyor(torundan bahisle) uyku vakti geçti zaten, ne zaman geliyorsun, oysa kızı kırk yılda bir arkadaş toplantısına gitmiş, yarım saat sonra dönecek, torunu yarım saatçik idare etmek bu kadar mı zor?

Sanırım mesele şu, özellikle bizi büyütenlerin hiç gerekmeyen noktalarda yaptıkları fedakarlıklara karşılık olarak bizim nesil çocuklarına bir çeşit bedel ödetmek arzusunda olmaları gibi bir şey var.
Bizim çocuklarla ilişkilerimiz de belki başka tür rahatsızlık taşıyor, annelerimizin yaptıklarını yapmayıp, tam tersi yönde davranmaya çalıştığımız için...


Neyse, en azından şimdilerde pek moda olan bu tarz anne kız eş giyimleri bizim derdimiz değildi, hiç değilse!
Bu neslin sıkıntıları da başka türlü olacak, muhtemelen...

Not: 
Görsel internetten alıntı

19 yorum:

  1. hihihi çok tatlısın, anne kız meseleleri bitmez... üstelik aynen dediğin gibi, annemin tammmm tersini yapmaya çalışıp yine aynı sonuca ulaşmam da cabası bazı konularda.. bakalım bizim kızlarla neler yaşanacak ileride... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiiiç bitmiyor hem de... :))
      Tam da söylediğin gibi, ben doğrusunu yaptım düşüncesindeyken, "hayır, hiç de öyle değil!" itirazıyla çok karşılaştım. Galiba, herkesin doğrusu kendine doğru. :)

      Sil
  2. Ben bunu otoriteyi kaybetmeme çabası olarak yorumluyorum. Annem yeteri kadar yaşlanamadan gitti ama babamda yaşadım benzerlerini. Sokağa çıkacağım, 50 küsur yaşında kadınım, "Bu etekle mi çıkacaksın boyu kısa" derdi ve mutlaka eklerdi "Geç kalma". Ah, rahmet olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın Leylakcığım, öyle bir durum da var belki. Ancak, sanırım onların ve bizim yetiştirilme zamanlarımıza bakarak, ilişkinin dinamiği böyle şekillenmiş demek gerekiyor. Onlar her zaman doğrusunu bilir ve her söylediklerine uyulmalıdır, gibi bir temel fikirleri var.
      Gidenlere rahmet olsun. :)

      Sil
  3. Zor çok zor. 53 yaşındayım, son 10 yıldır hayatım adım adım kötüye gidiyor, illallah dedim. Çok dolduğum günlere denk geldi maalesef yazınız. Anne ve babayla ayrı konularda ayrı ayrı cebelleşiyorum. Üstelik aynı şehirde bile yaşamıyoruz. Kendi iyilikleri için de olsa hiç bir şeyi kabul ettirememek, belki çok sevdiğim İstanbul’dan ayrı kalma riski. Ölmeden acaba kendi hayatımı yaşayabilecek miyim endişesi. Sizi sessizce takip ediyorum ve zaman zaman zorlandığınızı-açıkça yazmasanız da- hissedebiliyorum. Türkiye’de bir kız evlat olarak doğmaktansa doğmamayı tercih ederdim. Fedakarlık konusunda yazdıklarınız çok doğru. Ama benim annem babam kafasındaki 80 yaş üstüne artık açıkça söylemekten çekinmediğim bir şey var. Onlar benim jenerasyonumun yaptığı anne babalığın, fedakarlığın binde birini ile yapmadılar. Bu yüzden hiç bir zaman haklı değiller. Bir de bu durumların genel olarak yaşlılıkla hiç ilgisi olmadığını söylemek isterim. Çok farklı yapıda yaşlılar da var. Şu hayatta öğrendiğim en önemli şey: hasta ya da yaşlı yoktur, zahmetli ya da zahmetsiz imsanlar vardır. Yorumlarda hoşgörmeyi öneren, yaşlılığa bağlayan çok kişi olacaktır tahminimce, durum o kadar basit değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yoruma cevap vermek için bir süre düşündüm, hatta olanlar içinde cevap vermeyi sona bıraktım.
      Bazen böyle oluyor, okuduğumuz bir yazı bazen ufak bir not zülfüyare dokunuyor. Sanıyorum sizin için böyle bir denk düşme oldu.
      Hassasiyetle keşfettiğiniz üzere, sıkıntı zamanlarım oldu, oluyor. Epey uzun süren çabalama, sıkıntı ve üzüntüden sonra, ulaştığım noktada kendime söylediğimi size de aktarayım:
      Siz gerçekten üzerinize düşeni yaptıysanız yapıyorsanız, olanı değiştiremiyorsanız, daha fazlası için üzülmeye değmiyor. Ve en önemlisi kendi hayatlarımızdan vazgeçmek kırmızı çizgi olmalı, kimseden bu kadar büyük fedakarlık yapması istenmemeli.
      Hayatımızda zor dönemler ve daha az zor dönemler oluyor, şimdi öyle bir dönemdesiniz anladığım kadarıyla. Şu yaşadığınız zor dönemde size kolaylıklar ve güç kuvvet diliyorum.
      Sevgiler.

      Sil
  4. Aman ekmekçim işte beklediğim haber. Prag daki okuldaki silahlı saldırıyı duyunca ilk sen geldin aklıma. Şükürler olsun iyiymiş senin oğlan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Joe'cuğum <3
      İyiler evet bizimkiler. :) Olay korkunç gerçekten, hem de hiç akla gelmez bir yerde...

      Sil
  5. Anne kız tatlı atışmalardır. Eğer hassas olursan çok üzülürsün. Her insan kendi dünyasından hayata bakar olaylara böyle bakmak lazım. Ne kız ne oğul ne de eşle uyuşmaşsın. Ama yine bir aradasın. Bazen takarsın bazen duymazsın duysan kendini üzersin. Hayat idare olmuş. Herkesi idare ederken sen kaybolmuşum. Hassas olmamak lazım. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zehracığım,
      Hassas insanlar için hayat genelde daha zor akıyor, sanırım.
      Yine de hassas olunmasa bile ana kız çekişmesi hiç bitmez gibi duruyor. İstediğin kadar aldırma, kulak arkasına at, bir zaman geliyor birikmiş olanlar yüze çıkıyor, sanırım.
      Sevgiler. :)

      Sil
  6. Anneler ve kızlar, babalar ve oğullar. Öyle çok şey düşündürüyor ki insana: Aynı kan bağı, can bağı olsa bile; dönem farkı, kuşak farkı, kimlik ve kişilikler faklı, her bireyin sorunları, beklentileri, ilgi ve uğraşları çok farklı.
    Ancak her iki grup da haklı olabilir, olumlu , sabırlı yaklaşımlar, iyi niyetlerin farkında olabilmek, dengeyi sağlayabilmek, sonuçta barışçıl çözümlerde buluşmak, anlamaya ve sakin bir dille anlaşmaya çalışmak... Belki zor, çok kolay değil, ama imkânsız da değil.
    Büyük aileler çekirdek ailelere dönüşürken anneler çocuklaşıyor, eski çocuklar da "anne" oluyorlar. Herkesin rolünü ve kimliğini kabullenmesi gerek sanırım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Makbule Hanım,
      Çizdiğiniz genel çerçeveye itirazım yok, katılıyorum size.
      Sadece, hayatlarımızın bu döneminde, ebeveyn ilişkileri nedeniyle benzer yakınmaları çokça duyuyor olunca, farklı bakış açıları olmalı galiba fikrine kapılıyor insan.
      Hemen şimdi, olana kolayca çözüm bulmak, zor gibi...

      Sil
  7. Her şey öğretilerle başlıyor. Bizim coğrafyada annelik haddinden fazla ciddiye alınıyor, oysa yetişkin olduktan sonra 24 saatlik görev bitmeli. Yukarlarda yazıldığı gibi herkes kendi hayatına, akışına bakıp, ne istediğiyle ilgilenmeli. Bunları yazıyorum ama çok zor uygulanması bu ülkede, görüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sezer,
      Çocuklarla ebeveynlerin ilişkileri her yeni nesilde farklı bir çerçevede yaşanıyor. Gerçek olan şu ki, her dönemde bir sebeple çeşitli çatışmalar yaşanıyor. Belki çatışmayı belirleyip, az hasarla atlatmak için farkındalığa sahip olmaya çalışmak bir nebze işe yarayacaktır. :)
      Sevgiler. :)

      Sil
    2. Güzel dileklerimi, umutlarımı bırakmak için geldim tekrar :)
      İyi seneler ! <3

      Sil
    3. Çok teşekkür ediyorum Sevgili Sezer. :)
      Mutlu yıllar diliyorum. <3

      Sil
  8. Teşekkürler Ali Bey. :)
    Benimkisi gözlemden çok kişisel yorum tarzında bir değerlendirme. Burada not olarak dursun, belki ilerisi için bir not veya çözüm önerileri için basamak olur.

    YanıtlaSil
  9. prag olayını geç öğrendim, neyse ki seninkiler cephesinde asayiş berkemalmiş, sevindim canım. ve geçmiş olsun tabii ki...
    anne-kız diyalogları ise...biliyorsun işte. konuşmaya başlarsam, susamam! sosyoloji / psikoloji doktorası yapsaydım, konum net buydu vallahi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım, bir süre yürek çarpıntısı oldu haliyle ve olay çok üzücü... :((
      Aslına bakarsan biz de konuyla ilgili olarak bir çeşit doktora yapıyor gibiyiz, halihazırda. :))

      Sil

Hoşgeldiniz!