kızımla gülhane parkı'nda yürümüştük, yanımızda ne varsa giyinmiştik.
zaten üstümüzde kalın ceket, pardesü gibi giysiler vardı. nasıl bir öngörüyle çıkmışsam evden, yanıma ince bir atkı ve bere de almışım ve hepsini giyip, pardesünün yakasını sıkı sıkı kapatmışım. bu son hikaye cümlelerini, o güne ait fotoğraflarımızı görünce olayı hatırladığım için kullandım.
böyle bir olay hatırlıyorum geçen sonbahara dair, ancak tarihi hatırlamam önüme çıkan fotoğraf sayesinde.
keşke, dünkü sıkıntımız da sadece "hava soğudu aman da üşüdük" olsaydı.
dün, istanbul'da hepimiz yıllardır aklımızın geri planında tik tak çalışan saatin çıt sesini duyduk ve o büyük korku ile yüzleştik.
korunması gerekenler tarafından sahipsiz bırakılmış hali görünce, derin bir soluk verip başımızı iki yana sallamak ilk tepkimiz, ne yazık ki...
bu nar ağacı, bizim mahalleye yakın, komşu mahalleden.
kentsel/rantsal dönüşüme kurban edilememiş bir apartmanın bahçesinden.
bir ara gidip bakayım, bu sene meyveleri bu kadar bol mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!