Hiç bir yaramazlık yok Zafer Bey, merak etmeyin. Biraz işler bastırdı bu ara, biraz da yazma tembelliğine takıldı. Söyleyeyim de, artık yazdıklarını temize çeksin. :)
üniversitede hemen hemen her sabahın başladığı yerdi burası benim için. o zamanlar en tanınmış müdavimleri oya-bora'ydı. susamlı kaşarlı poğaça yerlerdi. bir sahne gözümün önünden gitmez hiç. oya, avucuna dökülen susamları bora'ya uzatmıştı sanki bir serçeyi besler gibi. bora da onun avucundan yemişti susamları. öylece, hiç konuşmadan. kahvede fiyatlar bu kadar uçuk değildi. ve affan henüz sağdı. hep anlatacak bir şeyleri vardı. her sabah, onun ve selo'nun günaydınıyla başlardı. hey gidi günler!
ekmekçikızcım o zaman belki asıl sahibi olan amcanın adını hatırlarsın. benim bir türlü aklıma gelmedi. affan'ın babası mı amcası mıydı neydi hani. hatırla lüfffeeen:)
bu isim hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama olsun:)
Nereden bilmiyorum aklıma o muhteşem kadın geldi...Nurlar içinde yatsın !
YanıtlaSilhttp://norotila.blogspot.com/2009/05/ona-yazilmis-en-guzel-yazi.html
sütlü irmik helvası var mı buralarda? hımm.. dönicim efendim bu "istanbul"a..
YanıtlaSil:)
Zafer Bey,
YanıtlaSilYerinde rahat yatsın efendim, haklısınız muhteşem bir kadındı.
:)
Fatmacım,
YanıtlaSilVardı, yapmıştım, bak şurada:
http://ekmekcikiz.blogspot.com/2008/11/bir-gnn-yks.html
Ancak ölçü dersen, o yok işte!
Kanlica?
YanıtlaSilwww.elifsavas.com/blog
Değil canım!
YanıtlaSilBebek.
Bebek kahve, tam olarak!
:)
Bayan E' ortada gözükmüyor..Siz bilirsiniz Ekmekçihanım. Nasıllar,bir yaramazlık yok değil mi?
YanıtlaSilHiç bir yaramazlık yok Zafer Bey, merak etmeyin.
YanıtlaSilBiraz işler bastırdı bu ara, biraz da yazma tembelliğine takıldı.
Söyleyeyim de, artık yazdıklarını temize çeksin.
:)
denizin kokusunu duydum sanki
YanıtlaSilüniversitede hemen hemen her sabahın başladığı yerdi burası benim için. o zamanlar en tanınmış müdavimleri oya-bora'ydı. susamlı kaşarlı poğaça yerlerdi. bir sahne gözümün önünden gitmez hiç. oya, avucuna dökülen susamları bora'ya uzatmıştı sanki bir serçeyi besler gibi. bora da onun avucundan yemişti susamları. öylece, hiç konuşmadan. kahvede fiyatlar bu kadar uçuk değildi. ve affan henüz sağdı. hep anlatacak bir şeyleri vardı. her sabah, onun ve selo'nun günaydınıyla başlardı. hey gidi günler!
YanıtlaSilSevgili Annegugukkuşu,
YanıtlaSil:)
Şöyle derince içine çek denizin kokusunu, o zaman.
İstanbul'da artık heryerden güzel deniz kokusu duyulamıyor, ne yazık ki...
JoA'cım,
YanıtlaSilBen daha da eski halini bilirim. Yakın bir akrabam oralarda oturur, çocukluğumdan beri bilirdim.
Ne güzel bir sahne o anlattığın, severim ben Oya-Bora'yı...
:)
ekmekçikızcım o zaman belki asıl sahibi olan amcanın adını hatırlarsın. benim bir türlü aklıma gelmedi. affan'ın babası mı amcası mıydı neydi hani. hatırla lüfffeeen:)
YanıtlaSilbu isim hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama olsun:)
Amcasıydı diye biliyorum.
YanıtlaSilAdamcağızın yüzü, boyu posu gözümün önünde, ama, adı...
Maalesef!
:(
Ekmekçikızcım
YanıtlaSilÇok güzelmiş cidden :) The Hours'ı anımsattı bana...
marruu
Misocuğum,
YanıtlaSilSenin gibi bir müzisyenin bunu söylemesi, genç müzisyeni çok mutlu edecektir. :))
şimdi dinledim... dün akşam ki istanbul yürüyüşüm gibi... gerçekten güzel.
YanıtlaSilFatmacığım,
YanıtlaSilİstanbul yürüyüşünün güzergahını bilmiyorum, amma, gece ve İstanbul birarada güzel olmuştur, mutlaka!
:)
Çok teşekkürler ekmekcikiz, ben bu besteyi yapan Mehmet Ali Şimayli...Başka şarkılarımı dinlemek için:
YanıtlaSilwww.myspace.com/minimalistmusic
Malicim,
YanıtlaSilHoşgeldin, hep beklerim.
:))