...dün sabah evden çıkıyorum.
baktım deniz otobüsünü kaçıracağım yine, efendi efendi metroya yürüyeyim en iyisi.
şu yaz tarifesinde 10 dakika erkene alınan deniz otobüsü seferi, bu yaz beni eli böğründe bıraktı, kaç kez!
madem o kadar tantana ettim, 7 dakikada yürünüyor diye hesap yaptım, metroya gidilmez mi?
metro hattına destek olsun diye kadıköy - kabataş vapurlarını sıklaştırdılar, hem.
iyi güzel, metro yolculuğu bitti, geldik kadıköy'e.
aa, o da ne?! nasıl olduysa saat başı vapurunu kaçırdım.
yolu mu 7 dakikadan uzun zamanda yürüdüm, seferlerin hızını azıcık düşürdüler de 15 dakika yerine 18 dakikada mı kadıköy'e ulaşılıyor, yoksa çıkış kapısını şaşırıp uzaktakine denk düştüm ondan mı?
artık neyse!
kös kös bir sonraki kabataş vapurunu bekleyecektim, "3 dakika sonra kalkıyor" diye ünleme sesi duyunca, şeytan dürttü ve eminönü - karaköy motoruna attım kendimi.
"ne olacak canım, karaköy'den bir taksi yallah taksim'deyim." dedim kendime.
motor yola çıkıp haydarpaşa'ya uğrayınca öyle olmayacağını anladım, ancak, it is too late!
güzelce geze geze gidip galata köprüsünün diğer tarafına -haliç kıyısına- geçti motor ve oradaki eminönü iskelesine yanaştı.
"şurada ineyim, hiç değilse unkapanı'ndan çıkarım taksim'e" diye geçti içimden, ama o kadar, oturdum kaldım.
motor, eminönü'nden karaköy yönüne döndü ama, tabii ki yine haliç tarafındaki karaköy iskelesine yanaştı.
ne yapayım, sersemliğime gülümsedim sadece.
bari dedim yapmışken tam olsun, karaköy'den tramvaya bindim, kabataş'a öyle gittim.
kabataş - taksim finikülerine bindiğimde saatime baktım ve "kaçırdığım deniz otobüsünden sonraki seferi bekleseydim, şimdi çoktan taksim'e ulaşmış olurdum" dedim kendime, aferin bana.
nedir bu, sersemlik değilse?
bu fotoğraf başka bir motor sefasından, üsküdar'dan beşiktaş'a geçiyorum, güneş batmak üzere...
ahah!
YanıtlaSilben daha kötüsünü yaptım.
bostancı-üsküdar yapıyordum hep, bugün baktım arızalanmış beklemeyeyim dedim, kozyatağı üzerinden kadıköy yaptım. buraya kadar iyi güzel, sonrası cinnet!
kadıköy'den üsküdar yönünü kapamışlar, orayı etmişler arapsaçı.
beklemedim ya iyi halt ettim diye diye geldim ofise :)
allahım yarabbim =)
YanıtlaSilsağlam bir öykü taslağı bu!
Nalancığım,
YanıtlaSilBazen öyle şeytan dürtüyor işte!
Aslında işe yetişme sıkıntısı olmasa, İstanbul kazan sen kepçe gez dur, eğlenceli iş. :))
Özlemciğim,
YanıtlaSilHıı! :))
Tembellik etmesem de an be an anlatsam olurdu o dediğin. Daha iyisi, yaptıklarımı bir kamera izleseydi...
;)
hahaha kafam karisti ama eninde sonunda vardin bosver gerisini;=)
YanıtlaSilruhumuz aceleci ya, beklemeyeyim derken oluyor bazen öyle, boşver :)
YanıtlaSilahah, ekmekçim, klasik bir anne yorumu, iyi yolu bulabildin olurdu:)) sen de sonunda vardıysan gideceğin yere boşver, gerisi önemli değil:)
YanıtlaSilBesteciğim,
YanıtlaSilBu da güzel! :))
Senin gibi bir İstanbulseverin kafasını karıştırmayı bile başarmışım ya!...
;)
Şulem,
YanıtlaSilAynen aynen!
Bi dur düşün değl mi? :))
Müziciğim,
YanıtlaSilEsasında yol doğru...
...da, biraz dolambaçlı! :))
Hedefe ulaştım sonunda evet. :)
BAZEN BÖYLE AKSİLİKLER OLUYOR NEDENSE
YanıtlaSilBUNULA ATLATMIŞ OLUN
SEVGİLER
Sevgili Seyyah,
YanıtlaSilİş günü olmasa ne güzel gezme, aslında...
;)