Eminim son günlerde yüzlerce Yedigöller fotoğrafı görmüşsünüzdür, çünkü tam zamanı.
Yapraklar kızardı, sarardı bir yana kahverenginin tonları bu kadar çok mu diyor insan.
Üstelik erken gelen bir pastırma yazıyla güzel giden hava durumu havadaki ışığın da nefis olmasını sağladı.
Bir süredir aklımızda olan Yedigöller gezisi için önümüze bir fırsat çıkınca kaçırmayalım dedik ve cumartesi sabah gün aydınlanmadan yola çıktık.
Bilemezdik ki, bizim gibi düşünen otobüsler ve arabalar dolusu insanla birlikte doluştuğumuz Yedigöller'de, sakin ve huzurlu doğa yerine pazar yeri kalabalığına düşecekmişiz.
Diyeceğim şu; yukarıdaki yay biçimini almış ağacı yalnız başına fotoğraflayabilmek için beş dakika bekledim, ortalığı kolaçan ettim.
Eminim, o sırada Sultanahmet Meydanı daha tenha idi.
Doğal olarak, o kadar kalabalık dar bir yoldan sınırlı bir geçişle aynı yere gitmeye kalkınca trafik tıkandı, mangal başlarında acayip kuyruklar oldu, tuvaletler yetersizdi, vs. vs.
Yedi gölleri mutlaka görmek istiyorsanız, hafta içi gitmenizi öneririm. Diğer önerim de gece yakın başka bir yerde kalarak bu geziyi yapmanız, özellikle İstanbul'dan günübirlik gitmek akıl kârı değil, yol uzun, yolculuk zorlu hale geliyor.
Yine de müthiş renkler ve nefis ağaçlar gördüğüm, kalabalığın olmadığı yerlerde toprak kokusunu içime çekebildiğim ve nefis bir kuru yaprak yağmuruna tanık olabildiğim için mutluyum.
Yıllar önce gitmiştim, Zonguldak üzerinden. Bu kadar kötü bir yol olduğunu tahmin etmemiştik, perişan olduk, tabii bu dediğim 90'ların başı. Sabah doğru dürüst kahvaltı etmeden çıkmışız açlıktan gözümüz dönmüş, yiyecek bir lokma bulamadık. O yüzden kurbağalı göletler dışında ne ağaç gördü gözümüz, ne çalı :))) Aslında Ankara'dan bir turlamalı sonbahar zamanı, epey açmışız arayı, imrendirdin :)
YanıtlaSilOysa ne kadar huzurlu görünüyor :)
YanıtlaSilBen aynı şeyi Abantta yaşamıştım :/ O sebeple hala yedigöller için uygun ve tenha zaman kolluyorum. Belki denk gelir diye :)
YanıtlaSilSevgiler ♥
Leylakcığım,
YanıtlaSilBen de 1986 Mayıs'ında gitmiştim. Biz de Karabük tarafından gelmiştik, bir otobüs dolusu genç insandık. Aynı yön olduğuna göre, muhtemelen yol bozuktu ama aklımda kalmamış.
Yedi gölü de görmüş müydük onu da hatırlamıyorum. Aklımda kalan her tarafın deli gibi gelincik olduğu... Gençlik işte! :))
Evet Ankara'dan gitmesi daha kolay olur, en azından yakın. ;) Aman deyim, hafta içi gidin, mutlaka.
Sevgili Tülin,
YanıtlaSilİnsanoğlunun doğa ile ilişkisi böyle işte; azınlık olan insan ise huzur var, çoğunluk insan olmayagörsün, huzur kaçıveriyor.
Şebnemciğim,
YanıtlaSilGerçekten uygun zaman kollamak gerekiyor,ama o vakit de mevsimlerin güzelliğine denk gelinemiyor. Gerçekten iki hale de denk düşürmek bir başarı. :))