Okuduğum kitaplardan Aralık ayında söz etmişim, bugün yine biraz kitap notları yazayım.
Napoli Romanları'nın ilk kitabı Benim Olağanüstü Akılllı Arkadaşım'ı okuduktan sonra, "abartıldığı, peşine düşüldüğü kadar ahım şahım değilmiş, devamını okumaya gerek yok" fikrine kapılmıştım.
Birkaç arkadaşım "devam ettikçe ilginçleşiyor" deyince, yakın arkadaşlarımdan birisinin "ikinci kitabı bitirdim, isteyen var mı" sorusuna "evet" deyiverdim.
Kayıp Kızın Hikayesi başlıklı 2. kitap 584 sayfa mı nedir? Koca kitabı bir haftadan kısa sürede su içer gibi okudum. İki gündür elimde 3. kitap Terk Edenler ve Kalanlar var. Gerçekten keyifle, ilgiyle, merakla okuyorum.
Ocak ayında okuduğum daha depresif halli iki kitaptan sonra, 60'lı yıllarda geçen gelecek umudu, harekete geçme enerjisi dolu bu iki kitap, bana iyi geldi.
Beni daraltan iki kitaptan birisi dünya edebiyatından bir dev; James Joyce'un öykü kitabı Dublinliler.
Dublinliler, öykülerden oluşmakla birlikte bütününe bakıldığında roman hissi veren bir kitap. Joyce, 20. yüzyıl başı İrlanda'sının bir panoramasını çiziyor, diye düşündüm.
Yaşanan dönemin ağır koşulları, insanlar üzerindeki etkisi ve muhtemelen bilmediğim başka tarihi konular kitabın anlatımına da yansımış.
Hiç şüphesiz üzerimde depresif etki yapması kitabın değerini tartışmama neden değil. Dublinliler, değerli bir eser ve bunca zamandır merak ettikten sonra okuduğum için memnunum.
Sevinç Erbulak'ın oyunculuğunu severim. Kendisine duyduğum sempatinin yarattığı merakla aldığım anlatı kitabı Artık Aranmayanlar Gezegeni, beni hayal kırıklığına uğrattı.
Sanırım bu hayal kırıklığının nedeni, sabırla son satırına kadar okuyup, kitap kapağını "ne dendi şimdi, bu metni yazma nedeni sadece geçmişi çok da açık etmeden anlatmaktan mı ibaret" duygusuyla kapatmış olmam.
Neyse, ben onun oyunculuğunu izlemeye devam edeyim, yine.
Eski arkadaşım A. bir kaç gün önce instagram sayfasında yazdığı, çok hoşuma giden notta şöyle diyor:
"Gün olur halimiz dingin ve ışıklı olur, gün olur dalgalı ve puslu.
"Ben" böyleyim, deme, "halim" şimdi böyle, de.
Hal dediğin değişir.
Değişen şeyi kendin sanma ki, esiri olma.
Bil ki geçici.
Hep öyle gidecek sanıp da kahrolduğunla kalma sonra."
Aynı fikirde olmak ne güzel :)
YanıtlaSilSanırım Ferrante kitaplarına devam diyenlerden biri bendim, pişman olmadığına sevindim.
Dublinliler beni de çok yoran, daraltan kitaplardan biriydi, büyük bir merak ve bunca zaman okumamış olmanın hafiften utancıyla almış ama beklediğimi bulamamıştım.
Ve Artık Aranmayanlar Gezegeni aynı sebeplerle çıkar çıkmaz aldım ve üçüncü sayfadan öteye gidemedim. Dediğin gibi oyunculuğuna hayran olmaya devam edelim bence de :)
Kemal Varol'un Aşıklar Bayramı'nı öneriyorum eğer okumadıysan, beni çok etkiledi...
Fıkır sahibi oldum teşekkür ederim
YanıtlaSilSon dizeler ise harikaymis
Evet Leylakcığım,
YanıtlaSilSenin yorumun da Ferrante'ye devam etmemde etkili oldu.
Diğer kitaplar için de pek çok kez olduğu gibi, yine aynı şekilde düşünmüş, yorumlamışız. :)
Kemal Varol adını ilk kez duyduğumu itiraf edeyim, kısaca araştırdım ve ilgimi çekti. İlk fırsatta okuyayım, önerini değerlendireyim. :)
Sibel,
YanıtlaSilSon kısımdaki ifade, aslında bir düz yazı idi.
Ama haklısınız, bir ahenk içinde ifade edilmiş cümleler şiir dizeleri hissi veriyor. :)
Ferrante sürprizlerle dolu bir yazar bence de.
YanıtlaSilSevgili Tülin,
YanıtlaSilÖyleymiş, seriyi bitirdikten sonra diğer kitaplarına da bakacağım, sanırım. :)
Ben de ilk defa 4 kitaplık bir seri okudum ve Napoli Romanları'nı çok beğendim.Sevinç Erbulak kitabını alıp almamakta tereddüt etmiştim, almama gerek kalmadı.
YanıtlaSilSerpilcim,
YanıtlaSilLeylak ve ben aynı görüşte olduğumuza göre, Sevinç Erbulak konusunda cendereye girmene gerek yok, bence de. ;)