... son dakikada yetiştim, sanırım.
Eski Kasım ayı yazılarına baktım, on sene öncesine dek gittim. Meğer 2016 yılında da Kasım ayını pas geçmişim de Aralık başında kendisinden bir çeşit özür dilemişim şurada; iki satır yazı, iki fotoğrafla.
Biraz daha eskiye gidince, bugünlerde artık alıştığım ya da yadırgamaz olduğum bazı düşünceleri henüz taslak halindeyken bile içime sindirmenin yollarını aradığımı gördüm. Bizim ergen çiçek AFS ile yurt dışında okumak istediğini söylemiş, ben de bir miktar dertlenmişim.
Şimdiki aklımla bakınca, bugünleri o zamandan görmüş olmayı isterdim ne yalan söyleyeyim. Sakin ol derdim kendime, zamanı gelince yavaş yavaş yoluna girecek, endişelenme.
Bazı Kasım aylarında yurt dışı seyahatlere gitmişiz çocuklarla, zamanında ne kolaymış şaşıyor insan. Sonra bol bol sinemaya gitmişliğim var, sergiler gezmişliğim var, blogumun doğum gününü es geçmeyip kutlamışlığım var, filan falan...
Bu senenin Kasım'ında yazı yazmadım diye ay bomboş geçmedi tabii ki, tam tersine hareketli, kimi zaman sağlık sorunları da olsa, çok şükür bereketli ve keyfi bol bir ay geçirdik, evlat mürevveti gördük, canlarla hasret giderdik. Her Güne Üç Güzel Şey'de yazdım aksatmadan neyse ki, tarihe kayıt düştük.
26 Kasım 2016'da o sene üniversiteye başlayan kızımı görmeye Ankara'ya gitmişim.
Fotoğraf ODTÜ'de çekilmiş belli ki, kızım mı çekmişti ben mi, bilemedim şimdi.
Fotoğraf çok güzel. ODTÜ desen zaten güzel
YanıtlaSilTam sonbahar fotoğrafı değil mi? ODTÜ'nün havasını yansıtıyor, umarım. :)
SilCanım Ekmekçim, 2 sene önce olan bitenleri düşününce ben de kendime aynı şeyleri diyorum, sakin ol, zamanı gelince çözeceksin, gelecek için kaygılanma sadece yaşa.. Bunu bana tortu öğretti biliyor musun, senin her güne 3 güzel şey bloğun gibi, günden kalanı düşünmek insanın gelecek kaygısını da azaltıyor sanki. Ama bu sefer de eski bloglarımıza az yazar olduk :) Bu da bir diyet belki ödediğimiz.. Biraz aklım karışık bu konuda :) Ama özetle şunu demek istiyorum, iyi ki yazıyorsun, oraya da buraya da.. İnsana yol feneri oluyorsun <3
YanıtlaSilCanım C.ciğim,
SilHer Güne Üç Güzel Şey'i yazmak bir yandan çok iyi geliyor diğer yandan Ekmekcikız'a karşı vicdan azabı duyuyorum. Bu sene biterken, seneye yazma konusunda başka bir format düşüneyim diyorum, bakalım daha kesinleştiremedim.
Bu son cümlen var ya, beni benden aldı işte! Çok teşekkür ederim. :))
Birazcık işe yarıyorsa yazdıklarım, ne mutlu bana. :)
Olayların içindeyken insan sakin kalamıyor, biraz diginleşince de "Keşke öyle endişelenmeseymişim," desek de yine her seferinde aynı tongaya düşüveriyoruz :)
YanıtlaSilMimozacığım,
SilGeleceğin bilinmezliği, olacakları kafada tasarlayıp, gerçekmiş gibi korkmak... Hep bunlar insana ayak bağı oluyor. Yaşayınca, korkular geride kalıp bitiyor oysa. :)
O zaman! Huzurla hatırlanacak nice güzel kasım aylarınız olsun... :)
YanıtlaSilSevgiler...
Olsun evet, Sezerciğim!
SilÇok teşekkür ederim bu harika dilek için. :)
yaş almanın getirisi dinginleşmek sanırım. ben de bugünlerde olan biteni diyorum ya bir Buda sakinliği ile karşılayabiliyorum; arka fonda da "bu da geçer" çalıyor. özlendiniz çok Ekmekçim :))
YanıtlaSilHaydi hayırlısı komşum, sen bile yaş almaktan söz ediyorsan, benim nirvanadan el sallıyor olmam gerekiyor. :))
SilBen de özledim, gelecek defaya rezervasyonumuzu şimdiden yapalım.:)