Bugün eve dönerken az önce görüp kokladığım eflatun gülün fotoğrafını çekmediğim içim kendi kendime hayıflandım, geri dönmeye üşendim, evde telefonumu karıştırırken geçen sene bu vakitler çektiğim eflatun gülü görünce sevindim.
Eflatun gülü fark etmem ve üstelik koklamadan geçmemem bile başarı aslında, zira, o sırada son on dakika içinde tesadüfen gördüğüm bir kaç kişiyi düşünmekle meşguldü zihnim.
İlki, çok eski bir büro ve çalışma arkadaşım.
Sahilden caddeye doğru en sevdiğim (çıkmazmış gibi görünen ama olmayan) ara sokaklardan yürüyordum, caddeye az kalmıştı, on adım ötede K.'yi gördüm. Belki beş senedir sosyal medya dışında görmemiştim.
"Ne yapıyorsun burada, yakında mı oturuyorsun, bir işim vardı, yürüyordum, oğlan dördüncü sınıfı bitiriyor, hadi yaa, ama neden şaşırdım ki, benimki evlendi, hani bebekliğini bildiğin oğlum, hadi selam söyle eşine vs..."
Kısa, öz, tam bir ayaküstü konuşma.
İkinci tanıdık rastlaşması caddede trafik tıkanınca karşıya ışıklardan değil de, arabaların arasından geçmeyi tercih ettiğimde oldu.
Gerçi buna rastlaşma denmez pek, çünkü ben onu gördüm, o kaldırıma dik bıraktığı arabadan hızla çıkmış bir mağazaya yönelmişti. Ben arabasını böyle bırakan bu densiz kim bakışını atınca, epey uzun zamandır görmediğim Z. beyi görüverdim.
Üçüncü tesadüf istasyona yaklaşınca oldu. Bu da rastlaşma değil aslında, bir süre önce gittiğimiz seyahatte bizi gezdiren rehberlik yapan İ. bey istasyondan çıkan kalabalığın arasında yanımdan geçiverdi.
Bana eğlenceli gelen, bu inanları görmekten ziyade, üçünün arka arkaya neredeyse on dakika içinde olmasıydı.
Ne matrak yahu, diye düşünerek yürümeye devam ederken, gülü koklamayı unutmadım, fotoğrafını çekmeyi unutuverdim.
gül, en sevdiğim çiçekler sıralamasında başlarda yer almaz aslında ama bu nedir allah aşkına ya? bu nasıl bir güzellik :)
YanıtlaSilGeçen sene İznik'te çekmiştim bunu. Rengi nefis, değil mi? :)
SilSatenden yapılmış gibi ))
YanıtlaSilEflatun ve bordo gül, güllerin içinde en çok kendine çeken renkler benim için. Ama koku dersen İsparta gülünü değişmem. :)
SilHihihi İstanbul küçük bir köy gibi olmuş bugün sana Ekmekçim, eflatun gül de nasıl asil durmuş!
YanıtlaSilGerçekten acayipti o rastlaşmalar ve çok kısa süre içinde olması. Kendimi sene atlamalı hayat akışında gördüm, diyebilirim. :))
SilEflatun gül etkileyici gerçekten. :)
Tesadüfler, kesişmeler oluyor .Koca İstanbul küçülüveriyor.
YanıtlaSilŞimdi tam gül mevsimi,lakin havalar serin şöyle rahat rahat tadını çıkaramıyoruz.
İstanbul o kadar kalabalık ki artık, sokakta tanıdık görmek, yakın çevrede olsanız bile çok zor. Bu bir istisna oldu.
SilBu sene serin havalar güllere yaradı belki de, hemen açıp solup gitmiyorlar, ağırdan alıyorlar. :)
Vallahi enteresanmış. Gülün rengi şahane ama insan bakmadan ve koklamadan duramaz sanırım:)
YanıtlaSilBu mevsim yolda gördüğü her güzel kokulu çiçeği koklamadan geçemeyenlerdenim, keyifli oluyor. :))
Sil