Çarşamba, Haziran 18, 2025

Bir Fotoğraf Üzerine Düşünceler / On İkinci Yazı

Doğru ifade ne olmalıydı?
Bir fotoğraf üzerine düşünceler mi yoksa ilk yazdığımda olduğu gibi fotoğraf üzerinde düşünceler mi?
Bakalım, yazı devam etsin, anlarız belki.
Önce, üzerinde kafa yorulacak ya da belki sadece bakılacak fotoğraf neymiş bir görelim.



Bu fotoğrafın fotoğrafını Hamburg Kunsthalle / Müzesi'de çektim. 
Müzenin contemporary art (modern sanat) bölümünde  beğendiğim az sayıdaki eserden birisiydi.
Sanatçı, Wolfgang Tillmans.

Şimdi gelelim düşünceler kısmına:
Gerçek boyutta olduğunu düşündüğüm fotoğraftaki pencereye bakarak  o pencerenin arkasındaki bahçe üzerine düşünebilirsiniz. 
Sonra isterseniz pencerenin yapısını inceleyebilirsiniz, pencerede buğu olduğuna göre mevsimini tahmin etmeye çalışabilirsiniz.
Peki, o pencereden kim bakıyor acaba? 
Kim o anı bir fotoğrafa aktarmak istemiş olabilir? 

İşte böyle sorular ve düşünceler...
İsterseniz yenilerini ekleyin ya da isterseniz cevaplarınızı yazın.

19 yorum:

  1. ..Çok uzun zamandır görmediği büyükannesine ait olan çocukluğunun geçtiği eve geliyor..Kafasında bir dolu soru işareti Ev bakımsız elden geçirilmesi gereken pek çok şey ve hatıralarla dolu .. Etrafa bakarken tozlu kütüphanedeki kitaplardan birini eline aldığında içinden ona yazılmış bir not çıkıyor.. düşüncelerle cama gidip elindeki bezle camdaki pusu silip bazı soruların cevabını alabileceği bu evde bir süre daha kalması gerektiğini anlıyor...Agatha Christie ye doğru gidiyorum mu ne bakın karışmam :) beyin jimnastiği yaptım bu güzel fikir ve eser için çok teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ne kadar hoş bir düşünce zinciri oldu! :)
      Ben teşekkür ederim güzel fikirleriniz için.:)

      Sil
  2. çok enteresan bir şekilde benim de kafamda canlanan sahne özge'ninkine benzer şekilde bir büyükanne evi. neden bilmem, sen de seyretmiştin, "küçük anne" adlı fransız filmindeki, kızın büyük annesinin ölümünden sonra anne ve babasıyla gittiği ev geldi hatırıma!...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet! Çok haklısın, o eve benziyor, daha doğrusu oradaki bir pencereden bakarmış gibi. :)

      Sil
  3. İki sevgili. Birlikte yaşamaya başladıkları ilk gün. Aylardan Mayıs, Hamburg. Yağmur yeni dinmiş. Tek tük kuş cıvıltıları.
    Yeni taşındıkları için henüz eşyalar kolilerde, pencerenin pervazına konan içecek şişeleri, bir soluk alma molasına işaret. Pencereler buğulu değil, kirli. İçeceklerinden aldıkları ilk yudumdan sonra erkek, kadına: “Arkadaki bahçeye bak!” diyor, orta camı gömleğinin koluyla alelacele siliyor ve ikisi de şaşkınlıktan, büyüleniyorlar. O bahçe ki ileride ne kahveler içilecek, yemyeşil, bembeyaz daha kaç fotoğrafın arka planına alınacak. Ama bugün ilk!
    Kolilerin üzerine oturuyor, birlikte camdan bahçeye, ama aslında yeni hayatlarına ve mutluluğa bakıyorlar….
    Tam o an, aslında fotoğrafçı olan kadın, hemen koşup kamerasını alıyor ve trak! İşte bu an, ölümsüzleşti
    :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adam da ressam bu arada.
      Sonradan atölye olacak bu oda
      :))))

      Sil
    2. Pardon adam fotoğrafçı kadın ressammış ters oldu.. Zaten adamın ressamlığından hoşlanmamıştım, nû çalışıp kadını gereksiz yere üzecekti. İyi oldu onun fotoğrafa dönmesi… Kadın modern çalışıyor empresyonist ve özellikle kırmızı rengi kullanma tarzıyla tanınacak ama ancak 50’lerinden sonra.. Biraz ekonomik sıkıntıları olacak ama bohem bir hayat tarzları var. Çocukları yok. İri ve hantal bir kedileri var. 27 yaşına dek yaşayacak kedi.. Yeter mi? Durayım mı :))))

      Sil
    3. :))) ben merak ettim devamını

      Sil
    4. Çok haklısın C.ciğim, dikkatli bakınca karar verdim, o cam kırılmış. etrafındakiler buzlu cam gibi, yağmur buğusu değil sanki. :)
      Teknik ayrıntılar bir tarafa, buradaki katmanlı hikaye harika, geçmiş ve gelecek bir arada.
      Ne güzel bakmış ve görmüşsün, teşekkür ederim. :)

      Sil
    5. c.ciğim, hikayene bayıldım :)

      Sil
    6. Ama baksana kırık dediğin camın üst tarafı da buğulu sanki? :) Tamam kırık diyorsan onun da hikayesi var.
      "Üçüncü şişe"nin hikayesi o da :))) Başka zamana artık...

      Sil
  4. çeşitli sıkıntılardan dolayı depresyona giren arkadaşını ziyarete giden adam konuşmaktan ziyade dışardaki hayatı, mevsimin geçtiğini, rüzgarın estiğini ve yeşil bahçenin yani hayatın çağrısını hatırlatmak için tam ortadaki camı özenle kırar..içeri temiz hava girer..arkadaşı sadece bakar..adam bir iki şey söyleyip gider..kapı kanır kapanmaz bizim depresif şahıs eline kenara attığı eski fotoğraf makinesini alır ve pencereyi fotoğraflar..çünkü o bir kırılma anıdır..sadece camın değil..:) böyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hımmm! Bu da hoş bir hikaye, umut taşıyor içinde.
      Fotoğraf bana da iyimser hisler vermişti, esasında. :)

      Sil
  5. İki eski çocukluk arkadaşı yıllar sonra sözleştikleri gibi birlikte büyüdükleri mahallelerine geri dönerler. Ailelerinden habersiz girdikleri evin sahibi yaşlı kadın onlara her seferinde ilginç hikâyeler anlatır. Başkahramanları hem çok tanıdık gelir hem de bir o kadar yabancı. Bir seferinde anlattığı hikâyede yağmurlu bir akşam üzerinin tablosunu çizer. Gri bulutlarla kaplı gökyüzü gözyaşlarına hâkim olamamaktadır. Camın önündeki uzun kalorifer peteklerinin önünde yan yana durup camdan dışarıya bakarlar. Camlar buğulanmıştır. Çerçeveyi kaplayan sarmaşık dalları üzerlerine düşen yağmur damlaları ile pıtır pıtır salınırken pencerenin ötesinde bir insan silueti belirir. Çocuklar heyecanlanır. Aileleri bu efsunlu kadının evine girmelerini istememektedirler. Ama hikâyelerle hipnotize olmuşlardır bir kere. Ebeveynlerden biri sanırlar. Oysa... Tam da o gün dinledikleri manzaraya bakmaktadırlar şimdi. Ellerindeki su şişelerini pencerenin denizliğine bırakırlar. Biri uzanıp kol yeni ile kare kare pencerenin ortadaki camını siler. Artık dışarısı net görünmektedir. Siluet, ev sahibinin yıllar önce ormanda kaybolan oğluna aittir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman ve mekan birbirinin içinde, gerçeküstü olana doğru bir yolculuk var sanki, ya da asıl gerçeğe doğru... :)

      Sil
  6. Çok güzel, hem fotoğraf, hem yazı, hem ikisinin de düşündürdükleri. 🧡

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım Elifciğim, senin hayal dünyana bir pencere açabildiyse burası, ne mutlu, ortak enerjimizin varlığı ne güzel. :)

      Sil
  7. Bence son günlerde fırtınalı günler geçiren, ilişkilerde bir türlü kendini ifade edemeyen bir kişinin dalgalı ruh hali diyebilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir olabilir, her şey mümkün. :)
      Biz düşündükçe neler neler çıkıyor böyle. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!