Bu akşam kızım Fransa'dan dönüyor. Üç haftadır Brötanya'da bir yaz okulunda.
Dün telefonda "bir daha Fransa'ya ayağımı basmam anne" dedi! Hatta Avrupa'ya gitme niyeti yokmuş. Haa, belki İtalya olabilirmiş ne de olsa orası bize benziyormuş.
Üç haftadır saat on civarı yaptığımız günlük konuşmanın ana konusu hava! Çünkü, hava sürekli ya soğuk, ya rüzgarlı ya da yağmurlu.
İkinci konumuz, "buralar köy gibi, alınacak bir çöp bile yok", İstanbul'un içinde yaşarken kanıksanmış büyüklüğü farklılığı zenginlği, hep gidilmek istenen yer olan Avrupa'da birdenbire değer ve önem kazandı.
Son hafta, bütün bu şikayetlerine bir de -viral olduğunu sandığım- bir hastalık eklendi; ilk gün boğaz ağrısı, nezle, derken dün bütün vücudunda kırmızı bir döküntü olmuş.
Taa buradan oraya çocuğumu doktora götürsünler diye yanında kaldığı Fransız anneye ricalar, öğretmeniyle konuşup doktor/ilaç masraflarının sigorta kapsamında olduğunu hatırlatmalar filan hiç işe yaramadı. Fransız anne (ya da Fransız ev sahibesi diyelim) götüre götüre bir eczaneye götürdü kızımı ve eczacının verdiği semptom azaltıcı uyduruk bir ilacın parasını çocuğuma ödetti. Hiç bizim kafamıza uygun bir hal ve davranış mı bu şimdi?
Bu yolculuk kızımla birlikte benim de eğitimime katkıda bulundu!
Şimdi şu fotoğrafa bakıp, bütün seyahat dergilerinde görülen ünlü Mont St. Michel değil mi orası? Buraya da gidilmez miymiş, demeyin.
Eskiden olsa ben derdim. Şimdi vazgeçtim. Çok özledim çocuğumu.
Gitme evladım, kal evinde!
Tez saatte kokusunu duymanı diliyorum Ekmekçim. Işıltılı görüntülerin altındaki yoksulluklar neden hala çoğunluğa cazip gelir ben de bilemiyorum.
YanıtlaSilSağol canım, az kaldı, saat sayıyorum. :)
YanıtlaSilBu cazibenin baş sebebi kültürlerinin tüm dünya üzerindeki yaygın etkisi olsa gerek.
hay allah, bir de hasta mı olmuş bizim kuzu? geçmiş olsun ekmekçim. benim için de öp onu. sen şimdi nazlarsın biraz, iyileşir hemencecik, dertlenme...
YanıtlaSilŞulem,
YanıtlaSilHem nasıl nazlanacak dünden belli! :))
Aman sağ salim gelsin iyi olsun da, nazlarım ben onu. :)
Ah canım koyamam ben ona:)
YanıtlaSilO Fransız anayı elime bir geçirsem de yolsam, deniz anası...
Söylenip duruyoruz ama yine de insani ilişkiler açısında epeyce öndeyiz galiba.
Kuzuya geçmişler olsun, tez zamanda kavuşmanız dielğiyle...
Sağol Leylakcığım :)
YanıtlaSilYola çıktılar, az sonra biz de karşılamak için yola çıkacağız.
Onların hastalıkla ilişkileri bizimki kadar dramatik değil, sanırım. ;)
ekmekçikız,
YanıtlaSilçok geçmiş olsun...
Gözünü aydın ve geçmiş olsun.
YanıtlaSilEminim tez zamanda unutulur bu sıkıntılar. Bir dahaki sefere Paris'te bir yaz okuluna giderse bir de, eminim bir daha geri gelmek istemez.
Ben öyle özlüyorum ki yurtdışında gittiğim dil okullarını, stajları. Keyifli günlerdi. Yıllar yıllar geçti tabii. O yıllara dönmek için neler vermezdim. Şimdi seni 3 ay Fransa'ya okula göndereceğiz deseler hiç durmam koşarak giderim sanırım.
çok geçmiş olsun kuzuya kıyamam, sanırım kavuşmuşsunuzdur sen sevginle iyi edersin onu
YanıtlaSilSağol SeSSizlik.:)
YanıtlaSilIşıncığım,
YanıtlaSilBen de giderim. ;)
Aslında geçmişte böyle bir okula ben de gitmiştim. O vakitler kızım kadar genç olmadığım için tadını daha çok çıkarabilmiştim. Ancak eminim şimdi gitsem daha çok eğlenirim. :))
Sevdacığım,
YanıtlaSilSağol. Çok şükür kavuştuk! :))
hem güldüm hem kızdım okurken. Güldüm, zira böyyük türkiye derken yeni nesil artuk bu anılarını da ekleyecek ne kadar da böyyük bir ülkede yaşıyor olduklarına dayanak olarak. Alışveriş bile yapamadıklarını , oysa burada adım başına 2 mall düştüğünü söyleyecekler ve bir kez daha büyüklük kavramı anlamını yitirecek gençlerin akıllarında. hmpff. Kızdım, çünkü bize gelse çocuk fransadan nasıl da parçalarız kendimizi gurbet elde hastalanan çocukcağız için ve nasıl da mahcup hissederiz kendimizi ailesine karşı. Ve anlatmamız lazım asıl büyüklük hissettiğimiz bu güzel duygularla ilgili diye. ay neler yazdım ben ya? neyse böyle işte :) Gitmesin çiçek kız bir yere bir müddet, otursun anacığıyla. Öperim, gözün aydın şimdiden :)
YanıtlaSilElektram,
YanıtlaSilBen de seninle benzer duygular içindeyim ve yazdıklarına aynen katılıyorum.
Bu arada, dünden sonraki gelişmelr de ilginç oldu, macera sürüyor.
Bknz. yeni yazı!
:))