Bir gün öncesinden S.ciğimle mesajlaştık, Tophane'deki müzelerin sergilerine gidelim kararı aldık ve ertesi gün sözleştiğimiz saatte Tophane-i Amire önünde buluştuk.
Kısa bir not:
Tophane-i Amire binası, 15. yüzyılda Bizans döneminde Ste. Claire ve Aya Photini kiliselerinin yer aldığı Metopon adlı bölgede kurulmuştur.
Sultan II. Mehmet tarafından fetihten sonra kurulan top döküm merkezi, Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği yerdir.
1992 yılına kadar çeşitli düzenlemeler geçiren Tophane-i Amire binası, bu tarihte Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne devredilmiştir ve burada çeşitli güzel sergiler düzenlenmektedir.
Sergi Hakkında Not:
"Salgado, “Genesis” projesini “dünyamıza ithaf ettiği bir aşk mektubu” olarak tanımlıyor. Salgado’nun aktivist tavrıyla 2004-2011 yılları arasında üzerinde çalıştığı dev bir proje olan “Genesis”, 245 siyah-beyaz fotoğraftan oluşuyor. Salgado’nun iklim krizi ile yok olan coğrafyalar ve yok olmaya yüz tutmuş hayvan türlerine odaklandığı proje, Kuzeyde ve Güneyde, Amazonlarda, Galapagos adalarında, modern toplumun yıkıcı etkisine rağmen değişmeyen manzaraları ve insanları belgeliyor. İzleyicisini Galápagos’un hayvan türlerinden, Antartika ve Güney Atlantik'teki penguenlere, Amazonlardaki kabilelere kadar farklı coğrafya ve kültürleri keşfe çıkarıyor."
Tophane-i Amire'den çıkıp caddenin karşısına geçince Galataport'a giriyoruz ve hemen İstanbul Modern'e geçiyoruz.
Ve sergi gezme eyleminin son noktası,
(Sergi notlarından alıntı, Artful Living web sitesinden)
Serginin ikinci bölümünde Salgado'nu eşi Lélia ile birlikte, kurdukları Instituto Terra isimli enstitülerinin ve 1990’lardan bu yana ağaçlandırdıkları Brezilya’daki Atlantik Ormanı’nın görüntüleri yer alıyor.
Karı koca çoraklaşıp ağaçsızlaşmış bir alanda harekete geçerler ve 1998’den itibaren yaptıkları çalışmalarla 17,000 dönüm araziyi doğa rezervine dönüştürmeyi başarırlar. O tarihten bu yana kendilerini ağaçlandırma, koruma ve çevre eğitimi misyonuna adamışlar.
Bu ikincil serginin yer aldığı bölüm, yerdeki cam kaplı alan ve pencereden görülen Tophane meydanı manzarasıyla ayrıca çekiciydi.
Burada amacımız bir başka fotoğraf sergisine gitmek, Ozan Sağdıç'ın eserlerini görmeye gitmek.
Ancak Japon performans ve enstalasyon sanatçısı Chiharu Shiota'nın Between Worlds / Dünyalar Arasında başlıklı çalışmasının sergilendiğini görünce önceliği ona veriyoruz.
Ve çok etkileyici, kırmızı ipliklerden oluşan bir labirentte gezintiye çıkıyoruz.
Sanatçının çalışmalarına ve web sayfasında yer alan diğer işlerine bakmak isterseniz buraya tık lütfen.
Sergiye Fotoğrafçının Tanıklığı adının verilmesi boşuna değil. Muhtemelen binlerce çalışma arasından seçilen sergide yer alan fotoğraflar Cumhuriyetimizin güzel yıllarına öyle net bir şekilde tanıklık ediyor ki, fotoğrafın gücü burada işte.
Yukarıdaki fotoğraf'ta Yemiş İskelesi'nden Galata Kulesi görülüyor.
İstanbul Modern koleksiyonundan oluşan sürekli sergiyi daha önce eski yerinde ve yeni yerinde de defalarca gezdiğimiz için pas geçiyoruz.
Son süreli serginin sanatçısı Olafur Eliasson'un sergisinin başlığı, Senin beklenmedik karşılaşman olarak belirlenmiş.
Doğrusu buradaki eserler pek çoğu S.ciğime ve bana fazla bir şey ifade etmedi ya da sanatsal ifadeyle söylersem bizimle pek konuşmadı.
Yukarıdaki gibi geometrik görselliği olan bir kaç eser hoşumuza gitti yine de.
İstanbul Modern'in terasından "al gözüm seyreyle İstanbul'u" anları,
Çepeçevre terası dolaşıp gözün görüp yakalayabileceği her anın tadını çıkarmak,
İçlerinden hangisine daha çok meyledeceğine güç bela karar vermek,
Sergilenen sanat eserlerinin üzerine göz alıcı bir cila çekmek,
Ve güneşli günün sonu...
* Tophane rıhtımından Tophane meydanına.
"Tophane rıhtımında" adıyla bilinen ve yazı başlığına ilham veren şarkının aslı, 1965 tarihli Şaka ile Karışık filminde Ofsayt Osman rolündeki Sadri Alışık tarafından seslendirilmişti.
Yıllar sonra Barabar'ın Her Yer Memleket albümünde şarkının yeni bir yorumu yer aldı. Geçen kış gittiğimiz Barabar konserinin şen şarkılarından birisiydi.
ben bir devrim erbil sergisi için gitmiştim tophane-i amire'ye ve en az tablolar kadar hayran kalmıştım mekanın kendisine...senin fotoğraflara da hayran hayran baktım o yüzden.
YanıtlaSilay bir de "sadece C."ciğim görmüş müdür istanbul modern'deki bu kırmızılardan oluşan sergiyi? tam da onu kırmızı günlerine yakışmış... :)
Mekan, teraslı bahçesi, manzarası, hepsi ayrı güzeller. Ben de yeni sergi oldukça gitme vesilesi çıktı diye seviniyorum. :)
SilKırmızı iplikler çok albeniliydi. :)
Vallahi fotoğraflar ve anlatım sayesinde gezmiş kadar oldum Sevgili Okul Arkadaşım, teşekkürler:)
YanıtlaSilAh rica ederim Sevgili Okul arkadaşım, keşke yolunuz düşse de gözlerinizle görebilseniz. :)
SilSayende biz de gezdik... O kırmızı ağ!!! :)
YanıtlaSilKırmızı nefisti, tam senlik. :) Fotoğraf tam mekanın içinde kırmızının özel duruşunu pek yansıtamıyor ama içinde olmak çok güzeldi. :)
SilTophane deyince aaa Bursa dedim sonra gerçekler ortaya çıktı tabii okumaya devam edince, ama sergi çok güzelmiş yolumun düşmesini isteyeceğim türden hem de keyifli olmuştur gezmesi bizi de kattığın için bu keyfe teşekkürler
YanıtlaSilBursa'da da Tophane olduğunu bilmiyordum, ama gayet anlaşılır bu, Osmanlı başkenti olunca top gerekiyor haliyle. :)
SilSergileri gezmenin keyfini biraz aktarabildiysem, ne mutlu bana. :)
Ben de görmeyi çok istiyorum fotoğraflar güzelmiş. Sayende gezdik :)
YanıtlaSilGezmiş hissetmenize memnun oldum, umarım yerinde görürsünüz. :)
Sil