Salı, Haziran 10, 2025

Kötümserleştiremediklerimizden misiniz? / Sekizinci Yazı

Şu okunması zor başlığa bakarak, bu defa neler yumurtlayacak acaba, dediniz muhtemelen. 
Gerçekten abartılı bir niyetim yok, sadece günümüzde iyimser olmanın artık ne kadar zor bir duygu durumu olduğundan dem vuracağım.
İyimserlik neredeyse saflıkla eşdeğer tutuluyor, haklı olarak. 
Dünyanın çivisi çıkmışken, tüm deliler bir arada zıvanadan çıkmaya niyet etmişken kimin haddine düşmüş ki iyimser olsun?
Belki sadece tüm dünyayı kapkara  görmek yerine, şafak vakti sızmaya başlayan ışığı umut etmek benzeri bir kötümser olmama halinden söz edilebilir.
Bu bile fazlaca iyiniyetli bir değerlendirme mi yoksa?
Olmasın lütfen, demeyin öyle...
Aksi halde;
Her sene Mayıs ayına kadar uykuda bekleyen ve sonra bir sabah ansızın güneşi hissederek saklandığı duvar dibinden çıkıveren al gelinciklere ayıp olmaz mı? 
Edip Cansever'e ayıp olmaz mı?



Gelincikler

Gelincikler tek tek göründü mü çayırlarda
İşi iş kasabanın 
Su yüzlü çocuğun işi iş 
Bir de poyraza döndü mü hava 
Başlar masmavi damarlar fışkırmaya yanaklarından 
Faytonların turuncu tekerlekleri 
Yansır gaz tenekeleriyle çevrili bahçelerde 
Asılı çamaşırlarından bir tutam çivit kokusu alıp gider 
Gelincikler tek tek göründü mü çayırlarda. 
Saat onikilerde 
Postanede mektup yazan adamlara bakar bir semt delisi 
Durmadan bakar 
Ki o mektuplar nereye giderse gitsin 
 Öylesine uzundur ki kasaba 
Gelinciklerden bükülmüş bir ibrişim gibi 
Gidip gelen mektup zarflarıyla tarif edilebilir ancak 
İçlerinde kar serpintisi 
İçlerinde bozkır 
İçlerinde herkesin bir güneyi olan 
Ve marangozlar upuzun kayıklar yaparlar bunun için 
Kesersiz, çivisiz, elsiz 
Sadece ruhlarından 
O kayıkları içinde domates doğranan bir akşamüstünde yüzdürürler 
Canlanır suya değince hemen 
Bordalarındaki nakışlar 
Bir derya gülü alıp başını gider. 
 Yeter ki görünsün gelincikler 
Önce tek tek görünsün sonra topluca 
Usta bir doğramacı gibi kırmızılar doğrar kasaba 
Gelincikler indi mi çayırlardan 
Su bardaklarına, berber dükkanlarına girdi mi 
Duvarlara sicimle tutturulmuş şişelere 
Girdi mi bir kere -Aynaları boğacak neredeyse -
Taşlıkları basacak sel gibi 
O zaman… 
Tam o zaman 
Marangozlar mis gibi rakılar içerek kayıklarında 
Konuştukça binlerce kayık 
Konuştukça binlerce köpük, binlerce kıyı olurlar 
Ve nedense bir vapur bizi alıp götürecekmiş gibi bakarız birbirimize 
Unuturuz sonra alıp başını gitmeyi de 
Yeter ki iki dudak arasına konsun gelincikler 
İpince bir ıslığa yerleştirilsin 
Türküler süzsün tüveyçlerinden 
Kahveler eski renklerine boyanır yeniden 
Biralar ciğ ışıkta bile parlak 
Yıkanır tertemiz oluncaya kadar yaşamak. 
Gerçekte bir sevinç, bir mutluluk yok değildir 
Yüreklerimizde 
Sevgiler umutlar yok değildir 
Öyleyse neden çabuk küseriz birbirimize 
Çabuk öfkeleniriz 
Durup durup böyle hüzünlenmemiz neden 
Anlamıyoruz da ondan mı yoksa 
Bir bütün olduğunu mutluluğun 
 Umudun bir bütün olduğunu 
Seziyor muyuz yalnızca 
Baktıkça gelincik tarlalarına uzaktan 
Öyle bir arada güzel 
Yaşamanın lezzetini 
Kanımızı tutuşturdukça gün günden 
Buğusunu saldıkça 
Bir tütün dumanı gibi yaktıkça genzimizi. 

Edip Cansever

Sonrası Kalır

8 yorum:

  1. Enfes seçiminiz için de çok teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım, iyi ki şiir var, iyi ki -bazı- şairler de; insanı iyi yapmayı da biliyorlar, elbette kötü de... neymiş ki iyimserlik ve de kötümserlik:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim yorumunuz için Sevgili Okul Arkadaşım ve satırlarınızın insanı iyi yapan etkisi için. :)

      Sil
  2. şahane bir yazı olmuş ekmekçim, ellerine, yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen böyle düşününce keyfim arttı cancağızım. Sağol. :)

      Sil
  3. Bir görünüp bir kaybolmada çok mahir bu gelincikler. Ondan olsa gerek varlıklarına tanıklık etmek büyük bir keyif ve mutluluk veriyor bana. Başlık sahiden zor ama, uğraştım baya :) saf olmak güzel aslında ama onu da hakikatinden uzaklaştırıp aptallıkla eş değer kıldılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? Okuması ve anlamlandırması biraz zaman alıyor. :))
      Saflık yine de güzel, kim ne derse desin, onu anlayan için değerli. :)

      Sil
  4. Saflık mallık ne derlerse desinler, değişemem desinler değişemem desinler değişemeeeem :))
    Yatamam üzülüyoruz ama sevinilmesi gerekene de sevinmek lazım, o denge yok sanki…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli bir noktaya değindin C.ciğim, dengelerimiz şaştı, ölçülerimiz acayipleşti. Doğru bildiğimiz yoldan devam etmek en iyisi. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!