Dün akşam, tam beklenen saatte yağmur kara döndü ve iri iri, lapa lapa yağmaya başladı, belki yarım saat böyle yağdı. Sonra kar taneleri küçüldü, bir vakit sonra da durdu kesildi.
Kaç gündür elimde olan kitabı, dışarıdaki beyazlığı düşünerek bitirdim, sonra biraz düşündüm ardından uyudum.
Kitaptan şurada söz etmiştim, bir haftada okunacak kitap değil aslında, gayet sürükleyici iki-üç günde biter. Araya giren işler ve gündelik hayat gailesi derken, akşam veya sabah birer saat okuyunca, ancak bitti.
Olga Tokarczuk'un Koşucular'ını ve daha sonra Sür Pulluğu Ölülerin Kemikleri Üzerinde kitaplarını okumuş, bu sonuncunun filmini de izlemiştim. Gözlemlerime göre, özellikle Koşucular, değişik yazım şekli ve içeriğindeki metinlerdeki bazı okura sevimsiz gelebilen tarihi olaylarla ilgili yeniden yazımlar nedeniyle okuyucusunu rahatsız etmiş bir kitap oldu.
Geçenlerde kitapçıda görünce, "ahan da Olga yeni kitap yazmış"diye atlayıp aldığım ve dün bitirdiğim "Son Hikayeler" aslında yeni bir kitap değilmiş! Kitap 2004 yılında yazılmış, dilimize 2021'de çevrilmiş.
Kaba taslak ifade edersem, kitapta bir aileden üç nesil kadının yaşam ve ölüm karşısındaki tutumları anlatılıyor. Özellikle yaşlılık hakkında o kadar etkileyici gözlemler ve tanımlamalar okudum ki, gerçekten etkilendim. Sakin, neredeyse durağan anlatımlı bir roman bu; evet bir insanın ömrü boyunca yaşadıkları konu ediliyor, ancak yaşananların üzerine çökmüş Slav hüznü olarak tanımlanabilecek bir ruhla.
Demem o ki, Olga Tokarczuk sevenlerin ilgisini çekecek bir kitap okudum.
Slav hüznünden geçiyoruz, ağız tatlandırmaya...
Balkabaklı irmik tatlısı tarifi gözüme çarptı, aa! ilginç olabilir dedim, anneme okudum tarifi, balkabağısever olduğu için hemen benimsedi konuyu.
Bu hafta pazardan balkabağı aldım ve karlı havada tatlı yemek iyi olur bahanesiyle denedim.
Şöyle yapılıyor...
Önce Malzemeler:
Hamuru için:
* 1 su bardağı irmik,
* 1 su bardağı yoğurt,
* 3/4 su bardağı toz şeker,
* 300 gr rendelenmiş tatlı kabak,
* Kabartma tozu, vanilya
* Portakal kabuğu rendesi,
Şerbeti için:
* 1 su bardağı portakal suyu
* 1/4 su bardağı toz şeker
Şimdi yapılışı:
* İrmik ve yoğurt karıştırılır,
* Toz şeker, kabartma tozu ve vanilya eklenir, tekrar karıştırılır,
* Rendelenmiş bal kabakları ve portakal kabuğu rendesi eklenir, tüm malzeme iyice karıştırılır,
* Yaklaşık 21 cm çapıda yağlanmış bir kaba hamur güzelce yerleştirilir,
* 180 derecedeki fırında 30 dakika pişirilir,
* Diğer taraftan toz şeker ve portakal suyu ile şeker bir taşım kaynatılır,
* Fırından çıkarılan malzemenin üzerine sıcak şerbet dökülür,
* Şerbeti çekip ılınınca yiyebiliriniz,
* İsterseniz biraz ceviz ekleyin, ya da hindistancevizi rendesi, nasıl arzu ederseniz.
şahane görünüyor tatlı. eminim tadı da muhteşemdir. eline sağlık canımcım
YanıtlaSilSağol canım, hafif bir tatlı oldu.
SilEskiden sütle irmiği pişirir tepsiye bastırır, buzdolabında bekletir, sonra üzerine fındık döküp yerdik. Biraz o havada, nostaljik. :)
Merhabalar.
YanıtlaSilKitap denilince önce aklıma kokusu gelir. Daha sonra ön ve arka kapağa bir göz atar ve hemen mukaddimesini okuduktan sonra kitabı okumaya başlarım. Tamamını bitirdiğim kitap sayısı azdır. Eğer okuduğum kitabı beğenirsem okumaya devam ederim, yok eğer beğenmezsem doğru kitaplığın rafına arşivlerim.
Kitaplar konusundaki paylaşımınıza ve balkabağı tatlısına teşekkür ederim. Elinize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
Sağlıklı günler dilerim.
Merhaba Recep Bey,
SilBeğenilmeyen kitaba devam etmeyip bırakmayı yakın zamanlarda öğrendim. Doğrusu, yine de seçerek ya da merak ederek aldığım bir kitabı yarım bıraktığım sayılıdır.
Teşekkür ederim, iyi günler dilerim.