Pazar, Aralık 28, 2025

ARA-LIK - 12. Yazı - Gezelligheid

Masamı düzenliyordum, kaç gündür elimi atıp gerekli olanlarını ayıklayamadığım yolculuktan kalan kağıtlarla meşguldüm.
Londra'da yaşayan arkadaşımın doğum günümde verdiği kart ve C.in gönderdiği kendi elinin ürünü bir kaç kart o sırada elime geçti. 
Tekrar açıp okudum, yine yüzüm güldü.

R.ciğimin verdiği kutlama kartının üzerinde "Gezelligheid" yazılıydı, altında kelimenin anlamı ve kartın içinde arkadaşımın dilekleri, "yeni yaşın ve hatta sonrakiler 'gezelligheid' ile dolu olsun"

Gezelligheid Felemekçe/Dutch dilinde bir isim sözcüğü imiş ve kelime anlamı rahatlık demekmiş.
Açılımı şöyle; keyifli, rahat, ılık bir atmosferde sevdiklerinizle birlikte olmanın sıcaklığı ve arkadaşlarla vakit geçirmenin verdiği his. 
Çok hoş değil mi?

Buraya kadar okuyan herkes için arkadaşımın el verdiği dileği size aktarayım; yeni yılınız gezelligheid ile dolu olsun.



Bir sevdiğinle şu ışıklı pencerelerin arkasında olmak, oradan soğuk ve yağmurlu sokağa bakarken, elindeki sıcak içecekten bir yudum almak gibi, mesela...

*Kartın arkasındaki CATH TATE ismini, logosunu internette arayınca çok tatlı bir hikayeye rastladım. 
1980'lerden beri üreten bir kadın sanatçı ve artık kızıyla devam ettirdiği kart tasarım işinin gelişimi, bugünü.  
Meraklısı için yukarıdaki isme tıklamak yeterli.

Cuma, Aralık 26, 2025

ARA-LIK - 11. Yazı - Biri Var...

Yağmurlu ve rüzgarlı bir gündü, en iyisi müze gezmek dedim. 
Tate Modern'e en kolay Thames Link ile gidersin dedi, yeğenim.
İstasyonu tarif etti, kaçıncı perondan hangi hat trenine bineceğimi anlattı bir güzel.
Bineceğim tren ben gelmeden az önce gitmiş, yenisini beklerken biraz oyalandım, çevremi izledim, bekleyen yolcular hakkında düşündüm.
Karşı hattın duvarındaki bir yazıyı görünce gülümsedim; "seni önemseyen biri her zaman vardır" yazıyordu.
Böyle moto mot çevirince pek şiirsel olmuyor, ama verdiği duygu hoşuma gitti.
Belki de yadellerde bir tren istasyonunda beklerken bir hoş hissettim ve birisini bana bunu söylermiş gibi düşündüm.
Herkesin onu düşünen, ona bu duyguyu hissettiren birisi olmalı hayatında, o birisi biriciği olmalı. 
Evet, öyle. 
Olmalı. 
 

Aslında bu not, bir yardım kuruluşunun anonsu imiş.
Altta sol köşede bununla ilgili ayrıntılar var.

Çarşamba, Aralık 24, 2025

ARA-LIK - 10. Yazı - Eee, Daha Daha Nasılsınız?

Londra defterini kapattım ve İstanbul defterinin yarım kalan sayfalarını hemen açıp, doldurmaya başladım; zira gündelik hayat devam ediyor, tamamlanması gereken bir dolu iş var.

Yolculuğa çıkmadan hemen önce kitaplığımda Virginia Woolf'un Londra Manzaraları başlıklı bir kitabını bulmuştum, yıllar önce almış ve okumuşum, hiç hatırlamıyorum. 
Dergilerde yayınlanmak üzere yazılmış, Londra caddeleri, rıhtımları, kiliseleri, insanları üzerine denemeler diye tanımlayabilirim. Uçakta giderken ve dönerken okuyup bitirdim.

Yine tam yolculuk öncesi Maggie O'Farrel'ın yazdığı roman Hamnet'i dinlemeye başlamıştım. 
Londra saatine bir türlü uyum sağlayamayıp, İstanbul saatiyle uyanmaya devam ettiğim için, sabah erken saatlerde uzun uzun Shakespeare'nin genç yaşta ölen oğlunu, ikizini,  karısını ve onun ailesini,  zamanın İngiltere'sine bizi götürerek anlatan bu romanı dinleyerek geçirdim.
Globe tiyatrosun nehrin güney kıyısının önemli noktalarındaki yeni yerini ve yangından önceki yerlerini görmek de, yazarın anlattığı  zamanının ruhunun zihnimde bir parça  olsun canlanmasını sağladı.  

Şimdi bunları yazdıktan sonra öğrendim, aynı isimli ve 2025 tarihli bir film var, kadro şahane, bulup izlemeli.


On gün öncesinin güneşli bir Londra pazarından,
Hemen her meydancıkta olan Christmas alış veriş mekanlarından birinin yanı başındaki heykelli havuz; Chelsea, Sloane Meydanı, Venüs Çeşmesi,
Ortamda inanılmaz bir şenlik var, kış güneşi altındayız. 

Pazar, Aralık 21, 2025

ARA-LIK 9.Yazı - Pazar Günü Yürüyüşü


Havanın ılık ve mevsimine aykırı gitmesi burada da bitkileri şaşırtmış olmalı, bu mevsimde yeşil ve tomurcuklu çalılar bunu göstermiyor mu diye düşünmüştüm.
Araştırınca gördüm, mercan renkli bu çalının adı snowberry imiş, anlaşılan bu mevsimde bu formda olması normal.



Yürürken gözümüze çarpanlardan, eczane olmalı,
Tarihi bir bina, 1777'den bugüne.



Prenses Diana'nın düğününün de yapıldığı pek ünlü Saint Paul Katedrali, yan cepheden.



Borough markete uğramadan olmaz, pazar gezmesi kalabalığı ve uzayan yiyecek satın alma kuyruklarına rağmen, hem de.
Arka planda ünlü gökdelenlerden The Shard bulutların arasında kalan zirvesiyle gözüküyor.

Perşembe, Aralık 18, 2025

ARA-LIK 8. Yazı - Müze Gezisi Ardından İçilen Bir Fincan Kahve

Bugünkü havada yapılacak en iyi iş kapalı mekanda olmaktı, öyle yaptım ve 25 sene önce eski bir elektrik üretim merkezinden dönüştürülerek açılmış, çağdaş sanat müzesi Tate Modern'i gezmeye gittim.
Gezdim dolaştım, çıkmadan bir yorgunluk kahvesi içeyim dedim.

Türk kahvesi içmeye tercih ederdim, yoktu, Cafe için eksiklik bence.
Aman canım, ben de capucino içerim.
Klasik eserlerin sergilendiği müzeleri gezerken daha az yoruluyorum, modern sanat müzelerinde çağdaş sanatçının neyi anlatmak derdinde olduğunu anlamaya çalışmak zihnimi yoruyor. Gerçi bacaklarım her türlü yoruluyor o ayrı.


Türk kahvesi demişken, "Guerilla Girls" isimli anonim bir sanat oluşumunun eserlerinin yer aldığı yerde şu yukarıdaki çalışmayı görmek hoş  bir tesadüf oldu.



Müzeden karşı kıyıya Snt. Paul Katedraline bakış.
Hava öyle kapalı ve yağmur bulutları o kadar yere yakın ki görüntüye grinin beş tonu diyebiliriz, renk yok zira.



Müzeden sonra nehir kıyısından yürümeye devam ettim ve pek ünlü yiyecek içecek pazarı Borough  markete ulaştım.
Benim gibi yiyecek çeşitlerine meraklı ve dünyanın diğer ülkelerinde insanların neler yediklerini öğrenmek isteyen birisi için hazine değerinde bir yer olduğunu söylemeliyim; beklediğimden daha iyiydi. 

Bugünün gezmesi hem göze hem damağa şenlikti, kısacası.