Üç gün önce aradı, A. ve "Beşiktaş'ta yeni açılan 4 Seasons'da bir toplantı olacak, küreselleşme filan konuşacaklar, gelir misin?" dedi.
Küreselleşme müreselleşme hikaye, A. ile sohbet ederiz, "tamam, gelirim" dedim.
Otel, yeni açılmış. Bizim için, yerinin tarifi için ipucu, eski DGM'nin yanı. Oysa oralarda daha sevimli yerler de var, Bahçeşehir Üniversitesi yanı filan, denebilir.
Akşamüstü trafiğinde, sözleştiğimiz saati geçirerek nefes nefese yetiştik.
Konuşmacılardan biri embed gazetecimiz. Bilmiyorum, kendisi de söylediklerine inanıyor muydu? Söze, 1991'de türlü-çeşitli engelleri aşıp, Irak'ta katliamdan kaçan Kürtler hakkında yaptığı haberin dünyaya dağıtılmasının sonucunda, oraya havadan yardım geldiğini anlattı. Romantikliğin daniskası! Sanki, o yardımı havadan ulaştıran her salataya maydanoz dev, orada ne haltlar olup bittiğini zaten bilmezmiş, görmezmiş, gibi... İletişimin hızı, yaygınlaşması ile küreselleşme paralel gitmişmiş, filan falan.
Ardından, sözü toplantıyı düzenleyen çokuluslubankanın ekonomisti aldı. Eh, ekonomik kriz alemin dilinde zaten, o da kendi görüşlerini anlattı. Derli toplu, kısmen fincancı katırlarını ürkütmeyin, aman tavırlı bir konuşmaydı. Fakat, korku dağları bekliyor. Konuşmacının dilinde "kriz" sözü "deprem" şeklini almıştı; "o" sözü sevmezmiş de! Sanki, diğeri daha az ürkütücü ve can sıkıcı, hele de İstanbullular için.
Son konuşmacı, tatlı dilli bir mizah yazarımız. O, küreselleşmeden ziyade ekonomik kriz, etkileri, medya anıları gibi diğer ikisinin anlattıklarının etkisini azıcık azaltıcı, gevşetici bir sohbetle sözü bağladı.
Toplantı sonrası kokteylde, herkes karnını doyurmak peşine düştü.
Biz de yemek kuyruğunda, elimizde tabağımız çöplenirken, dışarı çıkıp Boğazın akşam serinliğine bakarken konuştuk, konuştuk.
İyi geldi.
.
Hah! Tam zamanı.
YanıtlaSilEmbed gazetecimiz buyursun da, şimdi de küreselleşmeye iletişimin katkıları konusunda romantik romantik konuşsun bakalım.