ŞUURSUZLUK

Geç sabah saatlerinde, dolmuşla, bizim kıyıdan Evropa'ya geçiş...
Trafik acıtmıyor, tıngır mıngır gidiyoruz. İyi. Kulağımda kulaklık var, mutaden müziklerime dalmışım.
Köprü geçildi. Beşiktaş'a atsak kapağı, Taksim'deyiz say.
Yandaki arabadan, bizim dolmuşun şöförüne bir şey soruyorlar. Bizim şöför anlamıyor, tekrar soruyor diğer arabanın sağ koltuk yolcusu.
Merakımı mucip oluyor -olmasa şaşardınız di mi?- kulaklığı çıkarıp "nedir?" dinliyorum.
"Barbaros Bulvarı" nerde diyormuş!
Bizim dolmuş sürücüsü de, elini "bilmem!" der gibi açıp, bir de açıklama yapıyor; "Beşiktaş'ta bir yerde olacak ya..."
Ayy, dayanamıyorum artık! Üstündeyiz Barbaros Bulvarı'nın diye sesleniyorum, burası!


Yahu, bu nasıl bir iştir?
Bu yol iz bilmeyen şöför mü sekiz yolcu taşıdı, km.ler öteden beri?
Pess!



************

Değerli Ablalarım, Abilerim,


Bugün blogger ve picasa elbirliği ve işbirliği yaparak beni deli ettiler.
Şöyle ki:
Canım, ekmekle ilgili birşeyler yapmayı çekti bugün.
Malum, lodos ve sıcak tepe sersemi etmekte iki gündür. Biraz nefesleneyim istedim.
Ne mümkün?
Güya, fotoğraflarınızdan slayt gösterisi gibi bir video yapabilirmişsiniz. Denedim denedim, olduramadım bir türlü. Sinir oldum. Lodosa şükredesim geldi, o bu kadar bunaltmamıştı beni.
Var mıdır, bir bileniniz?
.