haftasonu

iç sıkıntısını hafifleten bir gün batımıyla başladı.

akşam anne ziyareti sırasında tv'deki iç bayıltan diziye bakmak yorucuydu.
neyse ki, anne yavrusuna acıdı ve  araya sık sık giren reklamlar nedeniyle uyumakla sızmak arasında koltuğa kaykılmış beni evime saldı.
evde "yatmadan öylesine" diyerek girdiğim internete bakarken gece gece gülmekten bir hal oldum, arkadaşlarla yapılan rüya ve fal geyiği, çok eğlenceliydi.

sabah oldu, önce sağlıklı yaşam için egzersiz; pilatese gittim.
çıkışta, bir koşu alışveriş ve yağmur hızlanırken eve kapağı atarak hızla kahvaltı sofrası kurmak işine girişmece...
abi, kardeşini baba evinden alıp geldi, kahvaltı sofrasına kuruldu kuzularım.
sonra yine koşturmacalı bir gün, akşamüstüne dek "mülteci bavulu"nu boşalt, yıka, yemek işine el at, vs. vs...

akşamüstü akşama dönerken, şehrimizin becerikli insanlarının geliştirdiği korsan yolculuk usulüyle uzaklara yol aldım.
kaç zamandır bir araya gelemediğim kız arkadaş gruplarından birisiyle bir çeşit "house warming" partisi yaptık.
özlemişiz birbirimizi, iyi oldu; enerji depoladık.
gece oğulkuzu bavulunu toplayıp kendi evine gitti, yine

sabah erkenden kızkuzu uyuyorken yollara döküldüm, metro metrobüs taksi koşturmasıyla okula ulaştım.
artık rol oyunu yapıyoruz, öğrendiklerimizin -miş gibisini deniyoruz.
bazen eğlenceli, çokca yorucu.
neyse, ders bitimi kaç haftadan sonra ilk kez balat'ta bir çorbacık içme fırsatı oldu da, yorgunluklara değdi.
eve ulaşmak ve yeni hafta için enerji toplamak, sonun vazgeçilmezi...