attention please! istanbul'da erguvan mevsimi başladı. önümüzdeki onbeş yirmi gün boyunca bu sayfalara erguvan rengi egemen olacaktır.

erguvanların genç olanları aceleci. 

mutlaka bir an önce hemen hiç zaman geçirmeden o güzelim renkle donanmak, geleni geçeni hayran hayran kendilerine baktırmak derdinde.

haksız da değiller hani.

gerçekten, nasıl da güzel ışıldıyor değil mi?

daha iri yapılı, görmüş geçirmiş olanlar tedbirli.
bu kış ılık geçti ama, son dakika belli mi olur?
kocakarı soğukları var henüz, sonra kırlangıç fırtınası, kuğu fırtınası...
şöyle ağırdan almalı, önce uç dalların çiçekleri açılsın yavaştan.
bütün belaları def'edersek kalan tüm dalların çiçeklerini açılır ki, görsünler erguvan neymiş? 

gelelim, benim canım ağacıma...
arkadaşıma, erguvanlar başladı müjdesini verdiğimde, senin ağaç da açılmıştır o vakit, gidip bakalım demişti.
cevap verdim; hayır hayır, o hiç aceleci değildir o,  bekler,  boğaziçi'nin erguvanlarıyla birlikte açılır onun çiçekleri.
bu sabah gidip baktım, seyrettim fenerin bahçesini, benim güzelim kendinden emin bekliyordu.
sıkıntı verecek havalar geçsin, acelesi yok ben beklemesini bilirim, sabırlıyım diyordu.
ben de onunla birlikte bekliyorum.