Salı, Mayıs 26, 2020

NORMAL İNSANLAR

Üç hafta önce D. ciğimden bir mesaj geldi. O sırada okuduğu bir kitabın tarzından hoşlanmış, benim de beğeneceğimi düşünmüş, bitirince size kargolayayım diyor. 
D. benim genç arkadaşlarımdan. Yeni mezun bir stajyer olarak  büromuzda başlayan tanışıklığımız zaman geçtikçe ortak sanat zevkleri, doğa sevgisi, yakın memleketli olmakla yakınlığa ve arkadaşlığa dönüştü.

İlk mesajdan iki gün sonra gelen mesajda gönderiyorum kitabı diyordu. Romanın dizisini de çekmişler, tam dizisi çekilecek kitap. Ekliyor, kitap çok ilginç tepkiler almış, sevenler ve sevmeyenler Ekşi Sözlük'te iki kampa bölünmüş, çekişiyorlar. Bu kıza yeni neslin Salinger'i diyorlarmış, ben Salinger diyemem, yine de farklı bir bakış açısı olduğu net.

Bir kaç gün sonra kitabım geliyor, içinden Sakıp Sabancı Müzesi kolleksiyonundan çok tatlı bir kart çıkıyor; Nazmi Ziya Güran'ın Şezlongta Pembeli Kadın resmi bu. Zarif arkadaşım "karantina günlerinde iyi okumalar" diliyor.

O sırada okuduğum Huzur bitiyor ve bir günlük aradan sonra Normal İnsanlar'ı okumaya başlıyorum. Kitabı elime alırken neden normal insanlar sorusu dolaşıyor zihnimde. Sıradan insanlar der gibi mi acaba? Yoksa bizim ahalinin kullanmayı sevdiği gibi bir normal mi, bu?
Cevabımı alıyorum kitabı okudukça... Orta sınıftan, kimi biraz daha zengin kimi daha çok emeğiyle yaşayan, kendi neslinden genç insanların romanını yazmış Rooney. 
Olay İrlanda'da geçiyor, aslında Avrupa'nın ya da dünyanın herhangi bir yerinde geçebilirdi. Günümüzün -virüs karantinaları öncesindeki- fazlasıyla globalleşen dünyasındaki genç insanlar anlatılıyor. Çocuklarımın dünyası bu çokca, yine de gençliğimi hatırlatmıyor değil, çünkü insanın duygularının gelişimi ve heyecanlarının aynı minvalde ilerlediği dönüp geriye bakınca daha çok anlaşılıyor. 



Kitap bitince BBC ve Hulu TV ortak yapımı diziyi buldum, ilk bölümünü biraz izledim, kitaptaki olaylar sahne sahne akıyordu. 
Diziyi anlatan ve bu arada kitaptan ve yazardan söz eden bir yazı buldum. 


8 yorum:

  1. kitabı alacağım diziyide buldum izleyeceğim sağol paylaşım için

    YanıtlaSil
  2. Yüreğimin İklimi,
    Yazarın ilk kitabı da Türkçe'de yayınlanmış, belki ilgini çeker, adı Arkadaşlarla Sohbetler.

    YanıtlaSil
  3. Açıkcası kitabı sevmeyenler grubundaydım ben, sadece Marianne sempatik gelmişti. Diziyi kitaba göre daha iyi buldum ama orada da Connell çok antipatik ve sevimsiz geldi, sanki kitapta daha iyiydi. Marianne hakkında görüşüm değişmedi. Bir de seks sahnelerini gereksiz uzun buldum (çok tutucuyumdur :) Bakalım sen nasıl bulacaksın...

    YanıtlaSil
  4. Bir dönem çom görmüştüm ve elim bir türlü almaya gitmemişti. Sonrasında hep olumsuz yorumlar okudumuştum.
    Bakış açısı tabi.
    Ne güzel bir arkadaşlık, daim olsun. :)
    Selamlar, sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Leylakcığım,
    Ben sanki kitabı bir tık daha fazla beğendim, gerçi dizi de akıcı anlatımlı ve kitaba sadık kalarak çekilmiş olduğu için rahatça seyrediliyor. Diziyi bitirmek üzereyim, son iki kaldı. Seks sahneleri sanki o yaşların ve yaşanan aşkın özelliğiymiş gibi geldi bana. :)

    YanıtlaSil
  6. Satırarası,
    Arkadaşlığımız güzel evet, çok şey paylaşabiliyoruz, dolayısıyla yaş farkı önemsiz hale geliyor.
    Teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  7. Bu kitabı yarım bıraktım. Niye bilmiyorum bir türlü ilerleyemedim. Önce Konserve Ruhlar'ın yorumu şimdi senin bu yazından sonra sanırım tekrar deneyeceğim...

    YanıtlaSil
  8. Zeldacığım,
    Konserve Ruhlar'ın yorumunu okumamıştım. Sayende okudum ve çok beğendim. Benim özet geçtiğim konuları çok hoş ve ayrıntılı yazmış.
    Bazen bırakıp sonra yeniden başladığımız kitapları daha çok bile sevebiliyoruz. :)

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!