dün akşamüstü yürüyüş sonrası apartman bahçesinde annemle otururken, ağaçtan koluma minik tüylü tırtıllardan düştü. can havliyle tırtıla bir şaplak vurdum ve haliyle o da canlılar dünyasından ayrıldı. eve gittikten sonra kaşınmaya başlayınca, tırtılın gazabına uğradığımı düşünüp bir alerji hapı aldım. kaşıntı geçti.
aç parantez, bu minik tüylü tırtıllar iki senedir kadıköy bölgesindeki ağaçların yapraklarının başına bela oldu. yaprakları süratle yiyerek büyüyor ve ağaçları kel bırakıyorlar. bu sene gözükmüyorlar kurtuldu ağaçlar diyordum ki, yine çıkıyorlar galiba. umarım yanılıyorumdur, kapa parantez.
sabah her zamankinden biraz geç uyandım. güneş tutulmasına şöyle bir bakayım diye evdeki bütün polaroid camları üstüste koydum, bir ucu hafif gidik bir güneş gördüm, bu kadar yeter deyip sabah işlerime döndüm.
öğlene kadar kafamdaki tuhaflık hali geçmeyince aklım başıma geldi, dün akşam aldığım alerji ilacı sersemletmiş beni.
öğleden sonrayı aile büyükleriyle telefon konuşmaları yaparak geçirdim. her sene daha az sayıda babalar günü kutlaması yapıyorum hayatın akışının zorlamasıyla, ne üzücü.
babamı kaybedişimizin üzerinden çoook uzun zaman geçti. haliyle, babalar günü kavramı bana artık ilk zamanlardaki gibi keder vermiyor. yine de bu sene, babagibi olanların azalması gerçeği yüzüme çarptı sanırım ve hüzünlendim.
akşamüstü çıkıp bir saat kadar mahallede tenha sokaklarda yürüdüm, biraz hava almak iyi geldi.
eve gelince babamın fotoğraflarından birini buldum, burada dursun dedim.
babasını erken kaybeden, onunla vedalaşamayan kız çocuklarının bir tarafları hep eksik kalıyor. sanki hep fırtınada emin liman arayıp sığınmak isteme ve o limanı bulamama hali...
Fotoğrafın tarihi 1972 olmalı, Bursa'nın ilçesi Yenişehir'deyiz.
Nur içinde uyusun babanız.
YanıtlaSilEvet geçen sene bu tırtıllar hem parkları hem ağaçları mesken tutmuştu. Hatta zehirli tırtıl bile.diyenler oldu.
Bizim binayıda sarmıştı.... İlaçlatmıştık. Geçmiş olsun size.
Bakalım bu sene görecek miyiz?henüz parka gitmeye başlamadık korkudan...
İyi geceler.
Babasını erken kaybeden erkek çocukları için de farklı olmuyor... bir artı da ekliyor, daha erken güçlendiriyor diye teselli bulunabilir belki; başa gelmese iyi elbette, ama kader dedikleri yazılmışsa çaresi de yok. Sonuçta iyi baba, iyi anne, iyi arkadaş, kardeş v.s. insana katan bir şey... yaşanan ve yaşanacak hayatın kalitesini yükseltiyorlar. Üstelik, kanımca, manen hep varlar, en sıkıntılı anlarda huzuru bile buldurabiliyorlar:)
YanıtlaSilO tırtıllar bir de ardarda dizilip tren gibi uzuyorlar, komik mi desem, ürkütücü mü desem ama zararlı oldukları kesin, ağaçları mahvediyorlar ve sanırım zehirliler. Özelliklr hayvanlarda yemeleri halinde ağız dil yaralarına sebep olduklarını okumuştum bir yerlerde. Her neyse kaşıntıyla atlamışsın geçmiş olsun.
YanıtlaSilİyice bunalmaya başladım, nereye varacak bakalım bu işin sonu. Muhtemelen hafta başı Ankara yolları göründü, artık çocukların hasretine dayanamıyorum. Ben temizim nasılsa onlara bulaştırmam tecritli olduğum için, onlardan gelecek varsa da yapacak bir şey yok.
Baban huzurla uyusun, fotoğraf içimi burktu, 70'li yıllara doğru yollandım, saf, umutlu ve heyecanlı olduğumuz yıllar. Neler yaşayacağımızı hayal etmiş miydik acaba? Neyse bu kadar efkar yeter, anneciğine ve sizlere sağlıklı ömürler diliyorum, sevgiyle...
Sevgili Satır Arası,
YanıtlaSilSağolun dileğiniz için.
Tırtıl konusu fena, umarım o tek tırtılla kalırız.
Parklar bahçeler tam mevsiminde aslında, sıcaklar iyice bastırmadan tam zamanı. :)
Sevgili Buraneros,
YanıtlaSilHaklısınız, tabii ki babanın erken kaybı erkek çocuk için de çok zor, amacım kız çocuk erkek çocuk karşılaştırması yapmak değildi. Sadece kendi tecrübemle bağlantılıydı sözlerim.
Erken ebeveyn kaybı, kız erkek tüm çocuklara zor aslında. Anne baba, insanın hayatla bağlantı noktası gibi; bu bağın kopuşu insanın kendisinin bağlanacak dayanak olacak kişi haline gelmesi, büyümesini gerektiriyor. Büyüme ne kadar erken olursa o kadar zorlu oluyor.
Ve yine haklısınız, onlar bizi bir yerlerden izliyor ve kolluyorlar. :)
Leylakcığım,
YanıtlaSilTırtılların bir de büyüyüp kelebek olma evreleri var. İzlemesi keyifli de, yaprakları o çocuk tekerlemesindeki gibi kıtır kıtır yemeleri pek keyifli değil.
Sen gönlünü ferah tut canım. Ankara'da çocukların, kardeşinin yakınında olmak sana moral vereceği için sıkıntıları daha kolay atlatacaksın, bence.
Anne baba dileklerin için gönülden teşekkürler. Şimdiki zamanın bilinmezleriyle karşılaştırınca, 70'li yılları geçtim, 80'ler 90'lar bile umut doluydu. Neyse artık, yaşayıp göreceğiz ne olacaksa. :)