KANLI ELMAS

Bu aralar sevgili blogumu ihmal eder oldum. İş-güç, sömestr tatili faaliyetleri, doktor kontrolleri derken günler gelip geçiyor.
Kendime ayırabildiğim kısa zamanları yeni ekmek çeşitleri yapmayı deneyerek veya sinemaya giderek geçiriyorum; son olarak "Kanlı Elmas"ı gördüm.
Konu şöyle:
1990’larda Sierra Leone’yi kuşatan karmaşa ve iç savaşın oluşturduğu arka planda geçen “Blood Diamond/Kanlı Elmas”, Zimbabweli (eski Rodezya) eski bir paralı asker olan Danny Archer’ın (Leonardo DiCaprio) ve Mendeli bir balıkçı olan Solomon Vandy’nin (Djimon Hounsou) öyküsü. İki adam da Afrikalıdır ama geçmişleri ve tarihleri olabildiğince farklıdır:
Ailesinden koparılan ve elmas madenlerinde çalışmaya zorlanan Solomon, olağanüstü bir pembe elmas bulur ve bunu saklar. Yakalanırsa anında öldürüleceğini bilmektedir. Ama aynı zamanda elmasın, karısını ve çocuklarını mülteci olarak sürdürdükleri hayattan ve daha kötü bir kader yaşayan oğlu Dia’yı da çocuk asker olmaktan kurtaracağını da bilmektedir.
Geçimini artık elmas karşılığı-silah ticareti yaparak sağlayan eski asker Archer, kaçakçılık nedeniyle hapiste yatarken Solomon’un sakladığı taştan haberdar olur. Diğer kahramanımız Amerikalı idealist gazeteci Maddy Bowen (Jennifer Connelly)
ise, elmasların ardındaki gerçeği açığa çıkarmak ve kâr etmeyi ilkelere tercih eden elmas sektörü liderlerini teşhir etmek için Sierra Leone’de bulunmaktadır.
Maddy yazacağı makale için kaynak olarak Archer’a, Archer pembe elması bulup almak için Solomon’a ihtiyaç duymaktadır. Solomon ise, çok daha değerli bir şeyin peşindedir; oğlunun.
Son derece üzücü (çünkü iç savaş var ve insanlar acımasız) şiddet sahneleri var filmde. Ayrıca, ailelerin parça parça ayrılmaları, göçler, açlık, sefillik de cabası.. Tabii ki, iyi Amerikalı sütten çıkmış olarak, en sonunda her türlü pislikten sıyrılıp, dünyayı kurtarıyor. Filmin, oyuncuları, yönetimi başarılı. Gerçekleri kendi dünyası için yeniden kurgulaması, filmin eleştirilecek yanı. Diğer taraftan, hiç bilmediğimiz, uzağında olduğumuz Afrika'yı ve bazı acıları bize düşündürmesi ise olumlu tarafı, bence.