Bugünkü Radikal'de okuduğum bu haber, bana dün yazdığım "Kanlı Elmas" filmini hatırlattı. Filmde, ençok çocukların zorla, ailelerinden koparılmalarak asker yapılmalarına ve beyinleri yıkanarak kullanılmalarına üzülmüş, kızmıştım. Aşağıdaki haber, bu durumun sayısal olarak da korkunçluğunu gösteriyor.
Çok yazık!
Paris'te toplanan 'Çocuk Askerler' konferansında anlatılanlar ürpertiyor: Ateş açmak, su içmek kadar sıradandı!
PARİS - Annesi, babası ve iki kardeşi 90'larda Sierra Leone'deki iç savaşta öldürüldüğünde, 13 yaşındaki İsmail Beah'in yapabileceği tek şey vardı: Silahlı kuvvetlere katılmak. "Afallamıştım. Bir an ailem varken, bir sonraki dakikada kimsesiz kalmıştım" diyor Beah, on binlerce çocuk gibi hayatta kalmak için 'çocuk askerliğe' giden öyküsünü anlatırken...
Bugün 26 yaşında olan Beah, Paris'te UNICEF öncülüğünde toplanan 'Çocuk Askerler' konulu konferansta 'eline bir silah alıp ateş açmanın bazen nasıl da bir bardak su içmek kadar sıradan ve kolay bir şey' olduğunu anlatıyor.
BM tahminlerine göre dünyada asker, casus ya da cinsel açıdan kullanılan çocuk sayısı 250 bin. Uluslararası toplum çabalarıyla 'kurtulan' çocuk sayısıysa 95 bin. Beah da iki yıllık askerliğin ardından, rehabilitasyon programına katıldıktan sonra 'terhis olmuş'. Bir BM konferansında tanıştığı Laura Sims tarafından evlat edinilmiş. Ohio'da siyaset bilimi okuduktan sonra, anılarını topladığı bir de kitap yazmış.
Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi çocuk asker kullanmayı savaş suçu olarak tanımlıyor. 'Çocukları Koruyun' örgütü zorla ya da gıda ve para karşılığında çocukların savaştırıldığı ülkeleri Sierra Leone, Afganistan, Burundi, Çad, Kolombiya, Kongo, Fildişi Sahili Cumhuriyeti, Burma, Nepal, Filipinler, Somali, Sri Lanka, Sudan ve Uganda olarak sıralıyor. Tüm yasak ve rehabilitasyon programları yetersiz kalıyor, çocuklar savaşarak ölmeye devam ediyor.
Konferanstan geriye Beah'ın sözleri kalıyor: "Afrika, Asya ya da Latin Amerika'da doğan hiçbir çocuk, savaşın parçası olmak istemez!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!