Dün bir acayip gündü, yine.
Sabah, yalpalı deniz yolculuğuyla başladı.
Öğlende köfte yemeğe Ramiz'e gittim ve de o ne?
Yan masada Kapalıçarşı'nın Mahmut'u ile Arda'sı köfte yemiyorlar mı?
Annemmm!
Hemen belirtmeliyim ki, Arda (Mert Alaş) boylu poslu yakışıklı bir adam.
Buncağızlar tam yemeklerini bitirip, hayran tacizine uğramadan çıkıyorlardı ki, Türk sarışını bir hatun atlayıp ellerini sıktı, "ailecek severek izliyoruz" cümlesini kurdu, oyuncularımız, "yaa, öyle mi, ne güzel!" diye, teşekkür etti.
Neyse, çıktılar gittiler.
Akşamki eğlencemiz eve dönüşte yol değiştirince, taksiyle uzunca bir yolculuk yapmam gerekince başladı:
Duraktan bindiğim arabanın şöförü nazik bir genç adamdı. Şuradan mı gidelim, buradan mı diye sordu. "Trafik bu saatte her yerde aynı" beylik dertleşmesini yaptık. Sonra, ben havaya, yola, cep telefonu mesajına vs. daldım.
"Çok afedersiniz, aceleniz var mıydı?" sorusunu duyunca, pardon dedim, ne manada?
"Özür diliyorum sizden, eğer çok aceleniz yoksa, şu benzin istasyonunda lavabo ihtiyacımı giderebilir miyim diyecektim."
Tuvalete "lavabo" demesine kıl oldum ya, hadi neyse.
Aa, tabii dedim, insanlık hali, buyrun.
Araba sağa yanaştı, dörtlüler yandı, şöför fırladı ve iki dakika sürmedi geri döndü.
İçimden "iyi, çabuk halletti" düşüncesi geçti.
Adamcağız tekrar teşekkür etti anlayışım için. Ben de, tekrar insanlık hali tabii, sizin de işiniz zor, saatlerce direksiyon başında kelamlarını ettim.
Yola deva ettik, eve yaklaşırken trafik normalde sıkışmayan bir noktada sıkışıverdi.
Taksici, "bu böyle devam edecek mi?" dedi.
Sıkışıklığı mı diyorsunuz, açılır herhalde şimdi, normalde böyle olmazdı dedim.
"Yani, tekrar özür dileyerek söylüyorum, demin benzin istasyonunun lavabosunda temizlik vardı, kapalıydı, ihtiyacımı gideremedim de" demez mi?
Kendimi küçük çocuğu çişe sıkışmış anne gibi hissettim bir an! Sanki, hemen tuvalet bulmazsam, çocuk altına yapacak!
"Bakın, biraz ilerde cami var, orada tuvalet vardır herhalde, gidin isterseniz" dedim.
"Ama, ben yine sizi bekleteceğim, kusura bakmayın, çok anlayışlısınız, çok teşekkür ederim" deyip, sağa yanaştı, telaşla seyirtti.
Bu defa, geri gelmesi ilk seferden biraz daha uzun sürünce, rahat nefes aldım; "oh, yapmış çişini yavrucak!"
İki dakika sonra da eve geldik, parayı uzattım.
"Pardon, bozuğunuz yok muydu?" buyurdu bu defa şöförümüz.
Verdiğim para da gelinen yola göre, üstü ödenmeyecek bir miktar değil aslında.
Hadii, cüzdan araştırıldı, para kıtı kıtına denkleştirildi, verildi.
Tam, ben arabadan inerken "işe yeni çıkmıştım da, ondan para yoktu, kusura bakmayın" demez mi?
E be kardeşim, madem yeni çıkmıştın, hadi bozuk paran yok anlayalım da, çişini neden yapmadan bindin arabaya?
.
:))) son cümlede dağıldım, toparlayabilene aşk olsun!
YanıtlaSilYahu belki çocuk sistit oldu durmadan geliyor çişi, ne anlayışsızsın Ekmekçi:)))
YanıtlaSilPara üstü vermediğine şükret bence çişli elleriyle:))
Çok bilmiş ukalâ kontenjanından:
YanıtlaSilSistit değil de prostat desek...
Tabii siz özellikle espri olsun diye öyle dediyseniz ben "kapak" olmuş olacağım saygıdeğer Leylak Dalı. Oh olsun bana!
YanıtlaSil"Lavabo" bizim milli meselemizdir Çavdar Teyzem. Karşıma kim çıkarsa azarlıyorum "tuvalet/helâ/ayakyolu/WC/sıfırsıfır" vs demediği için.
YanıtlaSilbir de yüznumara var:) babaannem hep öyle derdi. 00'la aynı şey mi acaba?
YanıtlaSilBira içmiş olmasın..Heh heh malum iyi böbrek çalıştırır.Bir hoh dedirtseydiniz keşke :))
YanıtlaSilJoA'cım,
YanıtlaSilZaten son ana kadar ben de durumu "anlayışlı ve nazik" idare etmiştim!
Gerçi, yine de hanımefendiliğimi bozmadım, ama...
:P
Leylakcığım,
YanıtlaSilYahu, genç adam çok da efendi duruyordu. Bilemedim ne oldu? prostat mı, sistit mi?
Aklıma da gelmedi değil, rahatsız mısınız filan demek de...
İşte!
:)))
Hafif Abiciğim,
YanıtlaSilAlın benden de o kadar!
"lavabo" ne demek, yav!?
Bir de "elini yıkamaya gitti" diyorlar; "tuvalette" yerine. Iyyy!
Zafer Beyciğim,
YanıtlaSilAklıma gelmedi değil. Hiç koku filan yoktu, doğrusu.
Artık ne olduysa, garipcik...
Haa, bu arada yakışıklı artizlerimi neden görmezden gelip, çiş macerasını tercih ediyorsunuz ki?
YanıtlaSil:P
"ama anne evden çıkarken yok sanmıştım" derdi ozan olsa :) senin taksi soforu bellki ki ozanin buyumus hali :)
YanıtlaSilŞulem,
YanıtlaSilKesinlikle öyleydi!
Pek kibardı bi kere Oziş gibi...
:)))
Hafif abi, sistit yazdıktan sonra prostat demem gerektiğini düşündüm ama silmeye üşendim açıkçası. Hem müşteriyi bekletip tuvalete giden şoföre o da benden ceza olsun:))
YanıtlaSilEkmekçim artistleri de lavabo macerasıyla yazsaydın çekerdi ilgimizi:)Haftada bir Kapalıçarşı da görüyoruz nasılsa, Mert Fırat'ı ben de festivalde görmüştüm, yakışıklı çocuk hakkat, Allah sahibine bağışlasın:)
hahahahaha, sabah sabah çok güldüm. yalnız ben taksi şoförü olamazmışım mesela. valla, zor iş ya. yazık şoföre, ama senin telaşına bayıldım asıl. çocuğunu çişe yetiştirmeye çalışan anne gibi, ' ay ay ay, dur çocum, şurda var' :)))) yerim ben seni ya:)
YanıtlaSildayaklıkmış taksici. temizinden yese aklı başına gelir.
YanıtlaSilLeylakcım,
YanıtlaSilAslında haklısın!
Gün olaylı geçti, taksici baskın geldi, yoksa artizlerin durumunu da ballandırırdım.
Ee, sahibine bağışlasın tabii ki de, ancak, "güzele bakmak sevaptır" derler ya!
:)))
Elektracım,
YanıtlaSilDaha komiği de var, eve gittiğimde gülüp kafa salladığımı gören oğluma anlattım ayaküstü, demez mi ki, "haa, geçen gün bindiğim taksinin şöförü de tuvalet derdindeydi!"
Bugünlerde bizim aileye çişe sıkışmış şöförler denk düşüyor anlaşılan.
:)))
Evli Beyciğim,
YanıtlaSilMuhtemelen, adam bu talebi erkek müşteriye yöneltemezdi.
Ben, durumunu hoşgörünce mi cesareti arttı nedir?
Yine de o kadar kibar sordu ve özür diledi ki, nasıl tersleyeceksin?
Bilmem valla!
:))
Ekmekçikızcım o kadar çok güldüm ki:))) Bence en baştan, "hayır durmuyoruz! tut çişini veya altına yap!" denecek adammış. ama nerden bilirsin.
YanıtlaSilrastladığım taksi şoförlerinin acayipliklerini yazsam nehir roman olur :) sahte polis kimliğiyle sözde kazada yaralanmış arkadaşlarına yarı-tehdit yarı rica yardım toplayanlar, taksim'den binip hisarüstü'ne gidicez diyince "he karşıda diy mi, anadolu hisarı deyip köprüye yönelenler, hiiç izin falan almadan sigara yakıp, sigara içiliyor mu artık takside diye sorunca, "öff" deyip, sigarayı camdan atan, sonra da "aslında hiç bir taksi şoförü de sigarasını atmaz böyle ha! kıymetimi bilin" diyenler, daha bööle uzar gider bu. seninki de iyiymiş bu arada, ben henüz öylesine denk gelmedim allahtan!
YanıtlaSilünlü oyuncular meselesine gelince, az önce arkadaşımla ofisin bulunduğu apartmandan içeri girdik, dört kişi merdivenden iniyorlar, yine kapalıçarşı'dan erkan can, cem davran (hiiç sevmem), adını hatırlamadığım bir oyuncu ve biri daha. o biri daha dedigim "selam neo" deyince bi şaşırdık biz, meğer bizim ofisten bir çocuk var oymuş, aralarına karışınca onu da oyuncu sanmışız! "aa arada kaynadın valla, tanıyamadık" deyince diğerleri de güldüler. erkan canı'ın oynadıgı karakterin adını bilmiyorum ama birkaç kez izledim, öz oğluyla diğeri arasında kalışı ne acayip...
Agleacığım,
YanıtlaSilAcayipti, işte! Diyorum ya, acayip!
Neyse, bu da böyle bir anımız oldu!
:)))
Neocum,
YanıtlaSilBak sen sigara deyince hatırladım, bu benim şöför, bir de bana ikram olarak -hani tuvalet için durmasına izin verdim ya- isterseniz sigara içebilirsiniz dediydi.
Hatırladıkça, komikliği artıyor, bak sen!
:)))
Ayy benim de başıma benzer birşey gelmişti. Bindiğim taksinin şöförü kısacık bir "lavabo" molası istemişti. İşin tuhaflığını kısa bir süre düşündükten sonra beni aldı bir tasa: "Acaba adam elini yıkadı mı?" Para üstü almamak için kırk takla attığımı hatırlıyorum... O da içinden "Acaip bir kadın," demiştir kesin :))))
YanıtlaSilSevgiler,
Sndercim,
YanıtlaSilBunca senedir taksiye binerim bu şehirde, hiç rastlamamıştım böylesine. Belki de dile getirmediğimizdendir.
Baksana anlatınca, ben de ben de nidaları yükseliverdi!
:P
kız olsam mert alaş'a bayılırdım herhalde. 1001 gece'den beri dikkatimi çekiyor benim. başka dilde aşk'ın da senaristiymiş kendisi.
YanıtlaSilşoföre gelince ne biliyoruz, belki adamın prostatı var. hem eliyle paraya dokunması üzerine yorumlar gelmiş. yine ne biliyoruz diyorum, belki adam dünyanın en temiz insanı. cebinde kolonya taşıyor belkim.
Simomncum,
YanıtlaSilDün gördüm "Başka Dilde Aşk"ı, yazmaya niyetleniyorum.
Bir hata yapmışım, Mert "Fırat" olacak. "Alaş" soyadı başka bir sanatçının, fotoğrafçıymış!
Düzelteyim diyordum ki, seni de yanıltmış olduğumu gördüm.
Öyle kalsın, burada düzeltmiş olayım.
Şöföre gelince, anlattığım gibi tüm iyiniyetimle davrandım, işte!
:))
evet ya, bunu yazdıktan sonra gazetede mert fırat ismini görünce evet, doğru fırat'tı, ama niye garipsedim bunu görünce dedim. ondan önce burada mert alaş'ı okuyunca da herhalde şu oğlan bu deyip isme yabancılaşmıştım.
YanıtlaSilBenim oğlum da hep lavaboya gidiyorum diyor, oğlum tuvalete desene lavaboda mı görüyorsun işini diye söyleniyorum ama bu dönemde tuvalete değil lavaboya gidiliyor. Ne desem boş. Helaya desem düşüp bayılacaklar herhal. Halbuki türkçesi o.
YanıtlaSilGünlük dildeki söyleyişler insanı esir alıyor, dile yerleşmemesi için çok dikkatle ayıklamak gerekiyor.
SilHalbuki eskiden yüznumara denirdi, ne güzel. :))