Üzerinden zaman geçmedi, çalan telefon Fü. Hanımdandı; "bu akşam DOT'a gelir misin?" diyordu.
"Ne demek? Tabii ki, sevinerek!"
DOT merakımı bilirsiniz. Bu akşamki oyundan sonra düşündüm ki, benimki biraz mazoşistlik olsa gerek. Bu kaçtır oluyor: Oyun seyredeceğim diye git, sonra kendini eşekten düşmüş karpuz gibi hisset, dayak yemiş, en azından suratına gelen şamarla örselenmiş olduğunu düşün. Bütün bunların sonucunda, zahmet edip üzerinde düşünmediğin konularda fikir jimnastiği yapma mecburiyetin, sorumlulukların aklına gelsin.
Evet, evet! Herkese lazım bu DOT şamarından, âlâsından in-yer-face işte!
Kaçınılmaz dayağı yedik, bu gece de. Acayiplik demezseniz, size de tavsiye ederim.
Değilse, bizim -kendimden biliyorum- rahatımızı bozup, demokratik toplum nedir, çoğunluğun iyiliği uğruna kim eziyet çekmekte, hangi savaş haklıdır, aslında içimizde nasıl despotlar yatıyor, vb. konularda bırakın harekete geçmeyi, düşünmeye başlayacağımız bile yok.
DOT, bu sezon Bilsar'la işbirliği yapıyor, Tepebaşı'ndaki BİLSAR binası DOT'un İngiliz oyun yazarı Mark Ravenhill'in bir seri oyununu sergileyeceği ikinci mekanı haline gelmiş.
DotBilsar'da "Vur/Yağmala/Yeniden" başlıklı proje kapsamında, Ekim, Kasım, Aralık 2008 ve Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs 2009’da her ay yeni 2-3 oyun premier yapacak. Haziran 2009’da 17 kısa oyun toplu olarak sahnelenecek. Projenin radyo oyunu olarak yazılmış 1 kısa oyunu NTV Radyo işbirliği hazırlanacak ve NTV Radyo’da yayınlanacak. Ve 1 yıl için tasarlanmış bu proje sona erecek.
DOT oyunlarının ben gibi seyirci üzerindeki etkisinin yanısıra, bu projelere katılan oyunculara baktığımda, tiyatroyu meslek edinmişler arasında da prestij sağlayıcı bir
etkisi olduğunu düşünüyorum.
Her oyunda, yetenekli-okullu gençlerin yer aldığını görüyorum, oyunları seyretmeye gelen oyuncular da cabası.
Bu akşamki oyunlar, "Kayıp Cennet" ve "Dün Meydana Gelen Bir Olayda..." başlıklıydı. Devamında şunlar olacak:
Bu sezon, bu dehşetli maratonun izleyicisiyim, anlaşılan.
.
ya şu dot'a hep heves edip duruyorum ya, bence bilinçaltım sezerek başıma geleceği, durduruyor beni. eşekten düşmeyi sevmiyorum da... çok mu iyiydiler yine??
YanıtlaSilElektracım,
YanıtlaSilBile bile ladesten hiçbirimiz hoşlanmayız, ama, başımıza gelenler daha azı mı allasen?
Al işte, son bir haftada blog kapatmadan ve de açmadan gir, üzüm üzüm üzülesice Üzülmez'den çık... Ki, bunlar hiçbişey!
Diyeceğim o ki, bu biraz fikir jimnastikli tokat iyi oluyor. Belki, başka bir yerdeki gerçek tokatın engellenmesine bir yol olabilir.
Gelecek oyuna birlikte gidelim.
Ya da mesela, şu sıra oynayan "Kara Tavuk"a gidebilirsin.
:)