HASTA, ÇORBASI TASTA

Dilimde tüy bitti, nerdeyse iki haftadır.
"Kızım, hava soğuk bugün okula o minicik çorapla gitme, bacakların çıplak!"
"Kızım, kilotlu çorap giy, kalın pabuç giy bugün yağmur var!"
"Kızım......!"
"Kızım.......!"
Hayııır!
Sen istediğin kadar söyle, ergen kız kafasının dikine gider, o zibidi zemheri zürafası kılıklarla okula gider, üstüne iki gün okul saatlerinden sonra dışarda soğukta kalır, "yooo, bak sıcacık bacaklarım ellerim, üşümedim ki, üşümüyorum ki" der.
Der ya!
Diğer yandan, millet gripten kırılıyor, öhhööö köhhö sesler çıkarıp duruyor, hastalar çok zor iyileşiyor, ateşli, sümüklü, öksürüklü bir pis virüs ortalıkta işte.
Virüs dediğin kime yapışır?
Herkese, hepimize.
Peki, kimi hasta eder?
Vücut direnci düşük olanları.
Soğukta üşürsen, bu vücut direncini düşürür mü?
Evet, başka zayıflıklar da eklenince hastalıklara açık hale gelirsin.
İşte oldu bile!

Cuma sabahı okula giderken öksürük başlamıştı, ergen çiçeğimde. Sonra, haftasonu babasında iken ateşi çıkmış biraz, bütün gün yatmış, uyumuş, burnu akmaya başlamış, boğazı acımış, başı ağrımış, vs. vs. vs.
Pazar akşamı eve geldiklerinde çiçek kızım da aslan oğlum da, şifayı kapmış haldeydiler. Ağızlarının tadı gitmiş, ateşli, keyifsiz, hapşırık, öksürük...

Dün çok işim vardı, üstelik bir kısmı sadece benim yapacağım ve bir kısmı da süreli şeyler. Bir yandan buncağızları doktora götürmek lazım diye gözüm arkada kalarak çıktım evden. Aslında, bunca senelik annelik ve hasta çocuk bakma deneyiminden sonra, verilecek ilaçları biliyorum da, bu kol gezen grip yüzünden, ya başka bir halt olursa diye cesaret edemiyorum.
İşe gittikten sonra içim rahat etmedi, kendilerine bebekliklerinden beri bakan doktor amcalarından randevu aldım. Abisi kardeşini yedeğine aldı, doktor amcaya gittiler. İkisine de üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisi konmuş,ilaçlar yazılmış, abi eczaneden ilaçları almış, eve dönüp yatmışlar, doktorun tarifine göre ilaçlarını almışlar.
Akşamüstü, işleri toparlayıp çıktım, tavuk aldım, haşladım, suyuna çorba yaptım. Kızımın ağzının tadı öyle kaçmış ki, her gün bayıla bayıla yediği salatasından iki çatal alıp bıraktı, çorbayla yetindi. Oğlumun hastalığına nisbeten daha baştan müdahale edildiği için, o daha az düşkünleşti.

Abi, ödev teslimi için okula gitti sabahtan, erken izin alıp gelecek.
Kardeş, gece çok öksürdü şimdi uyuyor, bugün evde.
Bendeniz de havada uçuşan mikroplar üstüme yapışmasın diye etrafıma koruma kalkanıyla çevirmeye uğraşıyorum.
Neyse ki var bir koruyanım, şükür.

.