Hayır, hayır, hayır!
Telaşa, kıskançlığa, söylenmeye filan falan mahal yok, efendim.
Giden gitti de, o ben değilim; fotoğraf çekme aygıtım gezmeye gitti.
Son çektiğim gezi fotoğraflarının büyüsüne(!) kapılan bayan D., geziye giderken sevgili yepisyeni fot.mak.'ımı ödünç aldı.
Dönüşünde çektiği fotoları bana da göstermesi ve hatta blogda yayınlamama izin vermesi koşuluyla "olur" dedim.
Şimdi dönüşünü bekliyorum.
İyi de, biraz önce dört torba alış-veriş yapıp, bebelerimin haftalık iaşesini hazırlamak üzere eve döndüğümde, bir açmaza garkoldum.
Kendimi kaybedip aldığım sap kerevizden, avokadodan, çilekten yapmayı tasarladıklarımı yapabilirsem, sonucu size nasıl göstertebilecem, acaba?
Hıımmm!
Umarım, kızım eve dönüşünde lütfeder de, anasına fotoğraf çekme izin verir, "dokunma benim makineme" talimatını verdiği aygıtla.
Yahu, insan ne hallere düşüyor?
Bizim çocukluğumuzda böyle miydi? Haddine düşmüşse, ana-babaya yasak kural koy bakalım. Oh-hhoooo!
Hadiii, söylenme Ekmekçi! İş başına şimdi.
Marş marş, mutfağa.
Çalış!
Çalıştım efendim, çalıştım. Hem de ne çalışmak.
Sebzeler ayıklandı, yemek olacaklar yıkandı.
Meyveler yıkandı, süzüldü, dolaba yerleştirildi.
Önce semizotu mercimek ve pirinç eşlikli pişirildi, akşam taze tüketildiğiden fotoğrafı çekilemedi.
Sonra zeytinyağlı barbunya sırasını savdı, yavaş yavaş tüketileceğinden taze kalması amacıyla buzdolabına girmeden önce, bakınız aşağıda arz-ı endam eyliyor.
Bu hafta okul günü az, 19-20 Mayıs tatil. Bu demektir ki, çocuklar evde kalacak ve daha çok yemek yenilecek. Oysa, annenin yapması gereken bir dolu işi var ve tatili yok. O vakit, hazırlıklı olmalı; börek, kek faslında da haftaya yedekli başlamalı.
Kolay , sağlıklı peynirli börek tarifi size, işte:
3 yufka, 3 yumurta, 750 ml. süt, 300 gr. beyaz peynir, biraz maydanoz.
Hayır, eksik değil, hiç yağ yok. Sadece tepsiyi yağlayacak kadar, bir yemek kaşığı mı, o kadar.
Sütle yumurtaları çırpın, peyniri mıncıklayıp, doğranmış maydanozla karıştırın.
Yufkayı tepsiye serin, süt yumurta karışıyla ıslatın, bir kat daha aynı tertip, sonra araya peynir, sütlü karışımla ıslatılmış yufka, yine peynir, yufka derken en üste kalan sütlü karışımı döküp, bıçakla dört veya sekiz parçaya kesip, 180 derecedeki fırında yarım saat / kırk dakika kızarana dek pişsin.
Bu da bitti, hazır.
Köşeleri, "tadına bir bakayım nasıl" gerekçesiyle tarafımdan uçuruldu.
Gelelim kek faslına.
Onun tarifini daha önce vermiştim, burada.
Bu defa, evde elma az kalmıştı, 3 taneydi. Eksik elma yerine yarımşar avuç kayısı, incir, üzüm ve yaban mersini kurusu koydum. Şekerli kuru meyveler çoğaldığı için, fazla tatlı olmasın diye şekerini 1/2 bardağa indirdim ve yumurtasını 3 tane koydum.
Çocuklar biraz önce ikişer dilim yediler. Yatmadan önce birer dilim daha yiyeceklermiş.
Afiyet olsun, iyi haftalar dilerim hepinize.
.
Amanın bütün bunların hepisini bugün, aynı anda, tek seferde ve sadece yarım günde mi yaptın???
YanıtlaSilPes doğrusu...ve tebrikler aynı zamanda :-))
Tatlım,
YanıtlaSilİnsanın zamanı az ve başka önem verdiği konulara ayırmak isteği içinde değerli olunca, az zamanda çok ve büyük işler bşarmaktan başka çaresi olmuyor.:O)
bir de bunlarin arasinda bana aci kahve yapti :)
YanıtlaSilHıı, bunların arasındaydı, di mi?
YanıtlaSilAman şekerim, lafı mı olur?
Bir kahve içimi kapımı çalan dostlara, zaman ayrılmaz mı hiç?
:))