NE BİÇİM BİR SİNEMASEVER MİŞİM DE KAÇ ZAMANDIR SİNEMAYA BİLE GİTMİYOR MUŞUM DA, NE İŞLE MEŞGUL MÜŞÜM DE...?

Bakınız, son sinema yazımı tamıtamına bir ay önce yazmışım.
Bu notu buraya düşmeme sebep, bu hususa dikkat çekmek içindir.
Neden dikkat çekilecek, bu ne işe yarayacak onu bilemem.
Adım çıkmış sekize inmez dokuza, bakımından şeytmiş olabülürüm, belki.
Bu söz böyle miydi, uydurdum mu?
Değilmiş, kutsal bilgi kaynağına sordum, o söyledi, o rakamların yeri değişecekmiş evladım.
Zaten matematiğim zayıftı, kullanmaya kullanmaya iyice gitmiş, işte.
Ben lisede bir sene cebirden bir sene geometriden ikmale kalmıştım, yaaa!
E, sonra ikmalde birinden beş, öbüründen nasılsa dokuz mu sekiz mi (Bakın yine aynı sekiz-dokuz mevzuu) alıp geçmiştim.
Bir de neydi, Beşiktaş'ta mıydı bir fırın vardı. Hah, işte! Yedi Sekiz Hasan Paşa Fırını, di mi?
Allaam allaam, sen şu kuluna acı!
Üç dört haftadır, apartmanın değişmeyen makina aksamı kalmadı, ustalarla uğraşmaktan, ne uğraşması her dediklerine ha ha, demekten gına geldi.
Siz şönt pompa nedir, biliyor musunuz?
Ya da genleşme tankı, kademe kartı, ha?
Sonnacığıma boyler emniyet ventili vaaar, kalorifer kazanı dilimi vaar.
Asansör de eksik kalmadı bu arada, onun da tahrik kasnağı ve butte rulmanları değişti ve daha bir sürü şey...
Bu arada doğalgaz faturalarının halen daha ohaaa miktarlarda geliyor oluşunu saymıyorum, bile.
O bişey değil de, bunun sonucu bana ne olarak dönüyor? Et, süt, yumurta olarak değil tabiyatıynan.
Manasız hesap kitap işleriyle uğraşıp, yazılar yazıp, rica edip, uyarıp, milletten para toplayıp, ustalara para dağıtmak şeklinde şahane bir mesai ile uğraşmaktayım, yüzyıl kadar uzun gelen bir süredir, sırf bu nedenle.
Üstüne bütün bunları, akşam işten geldiğim saatlerde kapıda dikilen kapıcı, tam yemeğe oturmuşken zırt çalan kapı, öğlen iş arasında iken ne yaptığı uzaktan güdülmeye çalışılan usta güruhu arasında yapıyorum.
Çalıştığım asıl işimi ve ona harcadığım mesaiyi saymıyorum, bile. Onu zaten yapmak zorundayım, ekmek parası, malumlarınız.
Sonra çocuklar var; okulları, dersleri, geldiler, gittiler, arkadaşta kaldılar, babaya gittiler, ergenlikleri, okullarındaki toplantıları, sağlıkları.
Nah kalır sana sinema sinema gezecek zaman, işte öyle olur cicim, eski gezdiklerine say. Zaten film çevirip duruyorsun, sinemaya gitmeye ne hacet?
Günde yarım saat gazete kitap bakabiliyorsan şanslının dik alasısısn, o yeter.

Şimdi soruyorum size: Peki ya ben, ya ben?