...ege denizi.
tekne akşamüstü sakin sessiz bir koya demirlemiş.
günbatımı öncesi denize giren kadınların ikisi çıkmak bilmiyor.
teknedekilerin birkaçı çay sefasında, derken akşam yemeği öncesi içki faslı başlıyor.
yukardan birirleri "hadi gelin" diyor sudakilere, "içkiyi kaçıracaksınız!"
aşağıdan cevap: "keyfimiz yerinde, buraya getirin içkimizi!"
iki kadının tekneye çıkmaya niyeti olmadığını anlayan üçüncüsü, soruyor: su nasıl?
"harika! uyku gibi!"
cevabı alan, "geliyorum, ben de!" diyor.
yukardan bir erkek -sudakilerden birinin kocası- "size servis yapayım hanımlar!"
"iyi de, bardağı nasıl tutacağız?"
az sonra, üç kadeh cin tonik bir tepside.
tepsi çocuklardan birinin yüzme simiti üzerine yerleştirilmiş olarak kahkalar ve el çırpmalar arasında, ip merdivenden sarkıtılıyor.
tepsi çocuklardan birinin yüzme simiti üzerine yerleştirilmiş olarak kahkalar ve el çırpmalar arasında, ip merdivenden sarkıtılıyor.
sarkıtılmakla kalmayıp, salimen denizdeki kadınlara ulaştırılıyor.
üç kadın konuşmaya devam ediyor, gülümsüyor.
yaşadığımız sürece üç, bilemedin beş, hadi çok zengin bir hayat yaşıyorsun diyelim, sekiz-on tane anı vardır ki, her akla gelişlerinde o an oradaymışçasına sesiyle, kokusuyla duyumsanırlar.
hayat bu işte!
yaşadığımız onca sıkıntı, kargaşa, kaos sadece bu her daim içinde yaşanabilen anlara kavuşmak için, galiba.
.
Son cümlene tüm yüreğimle katılıyorum...
YanıtlaSilyine son cumle uzerine: Ama ne olur onca sIKINTI, kargasa, ve kaosu yasamak zorunda miyiz? Yasamasak olmaz mi? Ben yorgunum. Ne olur biri "ama onlari yasamasak oburunun kiymeti.."cumlesini kurmasin...
YanıtlaSilLeylakcığım,
YanıtlaSilŞanslıyız ki, böyle anılarımız var!
:))
Eleştirelciğim,
YanıtlaSilDeğil değil! Öyle bir zorunluluk yok, aslında.
Ama ne yazık ki yaşadığımız yeryüzü cennet değil. Henüz değil, diyeyim, ya da!
:))
Benim kastım, çocuğunun doğumu, okul mezuniyeti gibi herkesce önemli olduğu kabul edilen bir anı hatırlamak değil de, öylesine sıradan bir zaman parçası içinde, yaşarken farkedilmeden, sonradan cisimleşiveren, sabitleşen anlar üzerine bir düşünme idi.
:)