bıy bıy bıy, bıy! (bölüm II)

gittim gördüm arkadaşlar ve nerdeyse olay yerinden bildiriyorum; ayağımın tozuyla klavye başına geçtim.
böylece, olaya heyecan katmak amacındayım. lütfen, heyecanlanın!

uzaktan tanışın yüksek sesli konuşması sırasında resimleri tanımlamak için kullandığı "fotoğraf gibi" sözcüğüne sinir olmuştum, esasında. 
bana sorarsanız, resim resim gibidir, fotoğraf ta fotoğraf!
fotoğraf ve resim, insanın kendini sanat yoluyla iki ayrı ifade şeklidir.
sanat akımları vardır bir de; izlenimci, gerçekçi, gerçeküstücü, post modern filan... 
izlediğiniz sanat eserini tanımlarken bunları kullanmak daha belirleyici olur.

gerçi, şiir gibi kurabiye dediğinizde de birşeyler anlaşılır ama, bu bana biraz kolaya kaçan bir yaklaşım gibi gelir.
herneyse!
öğreten abla olmayı bir kenara bırakıp, şu sergiyi anlatayım.

arkadaşlar, rus ressamları sergisini kaçırmayınız.
sergiyi gezerken, gençlik yıllarımda birbiri ardına okuduğum gorki, çehov, gogol, tolstoy anlatılarını karşımda gördüm sanki. bu iyi tasarlanmış ve düzenlenmiş sergi, hem bir dönem, hem bir tarz hakkında ufkumu açtı, hem de daha fazlası için merakımı kamçıladı. çok güzeldi, hayran kaldım.

müzenin üçüncü katındaki diğer yeni sergi macar ressam csontvary'nin eserlerinden düzenlenmiş bir seçki.
buraya tıklayıp, sergi broşürüne bakabilirsiniz. 
kırk küsür yaşından sonra resim yapmaya başlayan bu ilginç ressamın, en çok  karakalem eskiz ve portre çalışmalarını beğendim.
çağdaş resim için önemli sayılan diğer çalışmaları ilnginçti, ama, sanırım ruhuma fazla hitap etmedi.
görülmeli, eminim seveni çok olacaktır.

bulabilseydim, size "elma soyan yaşlı kadın" resmini gösterecektim, çok güzeldi.
.