Jean Dubuffet'in bir heykeli...
Acikhavada Tuileris bahcelerinden gecerken karsiniza cikiveren guzel bir supriz, insani gulumsetiyor.
Alisveris yapmanin benim icin tek guzel tarafi, tavan camlari isleme gibi yapilmis bir buyuk magazada vakit gecirmek. Kizim icin ise, bildigi tum markalarla kucaklasmak!
Kizimin bildigi ve adeta tutturarak hepimizi pesinden surukledigi bir diger yer ise Eurodisney ya da Disneyland-Paris!
Tamamen dekor, tamamen kurgu, tamamen eglence odakli...
Ne yalan soyleyeyim, oyle bir eglence bombardiminiyla karsilasiyorsunuz ki, eglenmemek, zevk almamak elde degil. Ya da zaten hic orada isiniz olmamali.
Bu fotografi, maden ocagi temali bir roller coster'a binmek icin 40 dakika sira beklerken cektim.
Sonra bindgimiz alet basasagi donerek hizla giderken oyle cigliklar attik ki, o kadar bekledigimize kesinlikle degdi!
Butun Disneyland gezmesi kuyrukta bekleyerek ve bagirisarak gecmedi dogal oalarak. Boyle guzel manzarali bahcelere bakarak goz banyosu yapmak da vardi, isin sonunda.
Vee, bir de yagmur, bir de soguk!
Istanbul'un hava durumunu izliyorum, burasi ne kadar yagar ve sogursa orada hava o kadar isiniyor.
Ne yaz, amma...
.
Çok,çook güzel..
YanıtlaSilOrada olmak isterdim,,:)
Hatta üşümek,yağmurda ıslanmak :)
Yaz bitene kadar şehirleri değişsek mi ne? :)
Umutsepeti hoşgeldiniz. :)
YanıtlaSilValla ben şehri değiştim bile, geçici olan Paris yerine kalıcı olan İstanbul'dayım ve sanırım sizinle aynı kaderi paylaşıyorum.
:)