Geçen hafta Pandora Kitapevi'nde dolanırken bir kitap gördüm. Adı* çekti beni önce.
Ağustos'ta yayınlanmış. Yazarı genç, ilk kitap. Üç öykü: Aralık, Mavi Pelikan ve Karahindiba.
Nasıl güzel öyküler, nasıl tanıdık insanlar, nasıl içten...
Çok sevdim. Siz de okuyun istedim.
"Küçük bir çocukken en sevdiğim şey evimizin karşısında bulunan arsadaki karahindibaları koparıp, ciğerlerime çekebildiğim kadar havayı doldurup, var gücümle üflemekti. Tohumların dört bir yana savrulup, gökyüzünde nasıl yükselip süzüldüğünü mutlulukla seyreder, böyle gökyüzünde uçarak nereye kadar gidebileceklerini ve gittikleri yerlerde nasıl hayatları olduğunu merak ederdim."
Sf. 121
*Karahindiba, Sinan Sülün
Sel Yayıncılık
Ben de aynını yapardım çocukken. Tek farkla, üflediğim nesnenin adını "kulağakaçan" diye bilirdim.
Neden kulağa kaçanmış adı? Çünkü, üfleyince minik tohumları kulağa girer, hasta edermiş insanı! Efsane gibi diğ mi?
Sonra o bitkiyi, babamın fasikül fasikül biriktirmeye başladığı Meydan Larousse ansiklopedisinin iç kapağında gördüm. Benim kulağa kaçanlarım, iyice masalsı bir havaya büründü gözümde.
Çok yakınlarda, Beste'nin Naneleri'nden öğrendim gerçek adını: Karahindiba.
Meğer, baharda sarı sarı açan çiçeklerini de bilirmişim de, ikisini bağdaştırmazmışım. Bir de şifalı mıymış o çiçekler?!
Burada ve şurada karahindiba ve "Karahindiba" var!
Not 1:
Karahindiba'ya aşinayım diye Mavi Pelikan'a haksızlık etmek istemem.
Not 2:
Kalın yazılmış kelimelere tıklarsanız, sizi sözü edilen linklere götürür.
.
bir arkadaşım çok begendi kitabı, bana da verdi okuyayım diye ama bir türlü sıra gelmedi. şimdi sen de yazmışsın, bir an önce okumam şart oldu.
YanıtlaSileskiden öykü pek sevmezdim ya da sevmezdim demeyeyim de pek elim gitmezdi öykülere, illa ki roman okunacak gibi bir eğilimim vardı. son yıllarda değişti bu, edebi bir form olarak öykü, hoşuma gitmeye başladı. ahmet büke olsun, son dönemde şule gürbüz, yalçın tosun, mişima, etgar geret vs sevdirdi bana öyküyü. bakalım sinan sülün nasılmış?
güle güle okuyunnn. pek bir güzel sanki.
YanıtlaSilKahve Dükkanı'ndan sevgiler...
Neocuğum,
YanıtlaSilBen öykü severim, eskiden en çok Tomris Uyar öykülerini severdim, yenilerden mesela Fatih Özgüven'in iki öykü kitabı vardır, anmaya değer.
Sinan Sülün'ü oku, dilini ilginç buldum ben, bakalım sen ne diyeceksin?
:)
Sevgili Leyla,
YanıtlaSilSabah kahvesinin kokusu geldi burnuma...
Okursanız, siz de seversiniz.
:)
Ben de bu çocukluğumuzun yegane oyuncağının ismini yeni öğrenenlerdenim. Hikayeler de tanıdık diyorsunuz, o zaman doğru bir isim ve kapak seçimi olmuş:)
YanıtlaSilOkunacaklar listeme ekledim...
AA onun adı da mı karahindiba şimdi öğrendim :)
YanıtlaSilFiliz hoşgeldiniz!
YanıtlaSilÇocukluğunuzun yegane oyuncağı hindiba tohumu üflemekse, öyküleri seveceksiniz.
:)
PK hoşgeldiniz!
YanıtlaSilEvet ya, ne ilginç isim değil mi?
:)
Bu kitap hakkında iyi yorumlar okumuştum. Ama okuyanların görüşleri bambaşka oluyor tabii. Ekmekçi Kız tavsiyelerine güvenim tam. Şu kitap stoğu biraz azalsın, bunu da bir ara okuyacağım.
YanıtlaSilAman efendim, Işıncığım, teşekkür ederim.
YanıtlaSilUmarım bu defa bir hayal kırıklığı olmaz. :)
Ben de gördüm kitabı, baktım ama almadım... Ama karahindiba çok sevdiğim bir ot, nasıl sevmem onu???
YanıtlaSilTijenciğim,
YanıtlaSilKarahindiba, bir çeşit mucize!
:))