grieg dinliyorum, hava ve ruh durumuma iyi gitti
sabahtan beri iş yapıyorum, şimdi bitiverdi, bir an ne yapacağımı bilemedim
ahmet hamdi tanpınar'ın huzur'unu okuyacağım, ısmarlasam mı, kitapçıya mı sorsam
leyla ve mecnun'un son sahnesi öldürdü beni bu hafta, özellikle çalan şarkı çok güzeldi anlatılana acayip uygundu
sabah eski kocamın en eski arkadaşlarından biri büroya geldi, bir süre bana gözükmemeye çalıştı, nasıl davranacağını bilemedi galiba, oysa sular aktı gitti köprülerin altından çoktaaan
server tanilli ölmüş, fakültede hocamdı, sonra vurdular onu sakatladılar, tekerlekli sandalyeye bağladılar, mücadele içinde bir hayat
blogum beş yaşını bitirdi, daha bugün aklıma geldi, eskiden ay sayardım
önümüzdeki günler gecikmiş bir pastırma yazı bekleniyor, ışıklı günler göreceğiz ne güzel, kasım'da gri gökyüzünden içim kararmıştı
damla sakızlı türk kahvesi içtiniz mi, güzel
.
İçmez miyiz türk kahvesini,harika. Hatta Şirince'den damla sakızı reçeli aldım. Her şeyin içine konulabiliyormuş. Çok haşır neşir olduk kendisiyle :)
YanıtlaSilİç konuşmaların eğlenceli,hadi devam et.
Bu arada beraberce nice blog senelerine...
Zaman çok hızlı geçiyor. Daha nice yıllar olsun.
YanıtlaSilBen denemedim damla sakızlı türk kahvesi. Ne çok şey duyuyor ve öğreniyorum senden.
İnsanın parça parça aklından geçenleri yazmasını ayrı seviyorum. Oturup döşenmek gibi değil de konuşur gibi.
Bloğunuzun yaşını kutlarım..Büyümüşte neredeyse okula bile gitcek :):):) Bizimki daha emekliyor:) Bu arada damla sakızlı türk kahvesini hiç sevemedim..
YanıtlaSilsevgili ekmekçikız hanım ya da çavdar teyzem,
YanıtlaSilben sana sadece şunu diyeyim: dünyanın en SAHİCİ bloglarından biri bu seninki. çünkü senin SAHİCİ bir kişiliğin var. uzun yaşasın bu blog, upuzun. varlığın büyük kazanç bizler için.
bitti. çekilebilirim :)
ha bi de, damakasızlı kahve her zaman çekilmiyor, arada bir iyi :)
YanıtlaSil"damakasızlı" ne yav! "damlasakızlı" olacak o.
YanıtlaSil5 yaş, ne kadar da çok olmuş. Ve ben ne kadar geç keşfetmişim Ekmekçi Kızı, iyiki de keşfetmişim. Nice yıllara o zaman...
YanıtlaSilHavalar iyi gidiyor bu hafta. Muhteşem bir sonbahar yaşanıyor İstanbul'da. Yaprakların tamamı dökülmeden sahili, Fenerbahçe Parkı'nı tavsiye ederim.
Huzur'u ben de okumak istiyorum bu kış, şu bekleyen kitap yığınlarını bitirebilirsem. Yorumlarını bekleyeceğim.
Sevgili Tanecik,
YanıtlaSilBlogum adına teşekkürler. :)
Damla sakızı sakızı çiğnerdik, çocukken. Onu yumuşatıp sakız kıvamına getirene dek imanımız gevrerdi. Ağza verdiği tatı bugün bile hatırlarım.
Ebrucuğum,
YanıtlaSilBirbirimizden çok şey öğreniyoruz, en önemlisi "insan"ı tanıyoruz.
Şanslıyız, burada birbirimizi bulduk. :))
Mütemadiciğim,
YanıtlaSilEh, haklısın! Bazı insan damak tadı olarak alıştığını arıyor, "kahve" kahve gibi olmalı, sade ya da şekerli, başka katışığa gerek yok, diğ mi?
Sizin emekleyen bebe çok yakında ayaklanır, bekliyoruz. :)
Sevgili Hafif Abiciğim,
YanıtlaSilDeğerli Metin Bey,
Ne desem bilemedim, inanın. Sözleriniz beni çok mutlu etti. Kendimi olduğum gibi yansıtabiliyorsam ne mutlu bana!:))
Biz burada hepimiz birbirimiz için ayrı yarı kazancız.:)
Işıncığım,
YanıtlaSilTeşekkürler, birlikte nice yıllara. :)
Evet evet, ben bu haftadan çok umutluyum. Görüciiz. :))
Nice senelere....
YanıtlaSilOldukça doğal ve sıcak bir anlatım olmuş..
Süslü cümleler yerine insanın kendinde de birşeyler bulabileceği şeyleri okumak benim için daha kıymetli..
Türk kahvesi olmazsa olmazım, damla sakızlısı da harika ama 'hafif abi'nin dediği gibi arada:)
yaşayamadığımız sonbaharı yaşarız belki ekmekçim, iyiki burdasın, daha nice 5 yıllar.
YanıtlaSilnice yillara Huzur cok guzelllll
YanıtlaSilSevgili Pink,
YanıtlaSilHaklısınız, sakızlı kahve arada sırada içilmeli, her daim içilen bildiğimiz acı kahve olmalı.
:)
Gugukcuğum,
YanıtlaSilYaşarız belki, belki de susuz kışı yaşarız...
Dur bakalım, mevsimler karıştı yine!
Bestecim,
YanıtlaSilVar mı huzur gibisi?
Sağol!
:))