yavaş yaşam güzeldir

insan kendini dünyanın merkezinde görmeyi seven bir canlı.
herşey kendi çevresinde dönsün istiyor, kendi istekleri yerine gelsin, kendi kararları en doğrusu olsun...
oysa, ironik olan böyle düşünen, isteyen, birbirine benzeyen milyarlarla birarada yaşadığımız gerçeği.
böylece, her birimiz kendi cehennemimizi yaratıp, kendimizi ona hapsedip gün geçiriyoruz.
kendimizi içine hapsettiğimiz cehennemi cennete çevirmek  bizim elimizde.
günü güzelleştirmek için tek bir adım atmak yeterli.
sabahı gülümseyerek karşılamak, düşüncelerini düzene sokmak için bir başlangıç.

şu şarkı mesela:




sonra, sevinmeye gülümsemeye devam edersin.
uzun zamandır görmediğin sevgili arkadaşınla buluşursun.
o sırada güneş bulutların arasından çıkıverir.
aklına karaköy balık pazarının arkasındaki mütevazi yerlerden birinde balık yemek düşer.
arkadaşını görür sevinirsin.
meğer, o da az önce oralardan geçerken aynısını düşünmemiş mi?
balık, salata, sohbet, olanlar, akıldan geçenler, gündelik yaşamlar, küçük sırlar, büyük sürprizler, hayat...
karaköy'de kısa bir yürüyüş, bir kahve molası, üzeri kalpli süt köpüklü kahveler.
işte cennetimizdeyiz!