Günün gezmesinin ana hedefi, bir arkadaşımızın doğum gününü kutlamak için birkaç arkadaş birlikte olmaktı. Bu defa hep yaptığımızın aksine Kadıköy'de kalmayalım, karşı kıyıya geçelim fikri ortaya atılınca, hepimiz destekledik.
Hedef, Marmaray Ayrılık Çeşmesi İstasyonunda buluşup, Yeşilköy'e gitmek olarak belirlendi. Biz Kadıköylüler için adeta kıtalararası macera tadında bir gezi.
Sabah metroyla Ayrılık Çeşmesi'ne giderken üniversite yıllarım aklıma geldi, O vakit Yeşilköy, Ataköy, Bakırköy, Yenimahalle'de oturan bir kaç arkadaş fakülte çıkışı Çarşıkapı'dan yürümeye başlayıp, Kapalıçarşı'dan ya da Cağaloğlu'ndan geçip, Sirkeci'de istasyondan banliyö trenine biner, sohbet muhabbet tıngır mıngır evlerimize dönerdik. İşte o yıllarda bazen Yeşilköy, Yeşilyurt'ta oturan arkadaşlarımıza gezmeye gidip, gezmişliğimiz de vardı.
Sonraki yıllarda ara sıra, International Hospital'da hasta ziyareti, Maydanoz Showland'de gösteri izlemek gibi sebeplerle Yeşilköy'e gitmiştik. Son on - onbeş senede şehrin o yakasına gidip gelmek gündelik hayat rutinleri arasından kesinlikle çıktı.
Trenden indikten sonra, istasyonun karşısındaki çiçekçiden sorduk, "Yeşilköy pazarı nerede?"
Meğer, Yeşilköy'ün ünlü sosyete pazarı, tesadüfen bugün kuruluyormuş. Bir arkadaşımız çok merak edermiş, onu kırmadık ve pazara doğru yürüdük.
Hemen şurada iki - üç dakika yürüyeceksiniz denilen pazar, meğerse tarif edilen yoldan gidildiğinde sevimsiz bir araba yolu yanı dar kaldırımdan yürümek ve onbeş dakika kadar trafikte gitmek demekmiş. Neyse artık, girdik bir yola, o pazara gidilecek!
Sonuçta, kocaman kapalı pazar yerine ulaştığımızda biz iki arkadaş azıcık dolanıp, kahve içilecek bir köşe bulunca hemen yayıldık oturduk. Diğer üç arkadaş, belirlediğimiz vakte kadar pazarda dolaştı, sevimli bir kaç nesne almış olarak pazardan ayrıldılar. Böylece hepimiz mutlu olduk.
Pazardan sonraki hedefimiz, karnımız acıkmış olarak Balıkçılar Çarşısını bulmak oldu. Daha önce denenmiş ve memnun kalınmış bir lokantada oturduk. Bol salata, bir kaç meze ve mezgit, istavrit ile güzelce karnımızı doyurduk.
Artık sahile doğru yürümek ve deniz havası almak zamanıydı.
Yeşilköy'ün halen ayakta duran tarihi köşkleri arasından sahil parkına ulaştık. Biraz sağa yürüdük, martılarla dolu bir plaja ulaştık, geri döndük biraz sola yürüdük.
Sahil sefasını bitirdikten sonra rotamızı çarşı içine doğru kırdık ve Roma Dondurmacısını bulmak hedefiyle yürüdük ve işte köşedeki minik dükkan karşımızda.
Dondurmalarımızı alıp, küçük dükkanın önündeki minik masada oturup, bir yandan sohbete devam ettik, diğer yandan karşımızdaki kocaman tarihi köşkü seyrettik.
Dondurma sefasından sonra, altı yedi dakikalık bir yürüyüşle istasyona ulaştık ve gelen trenle bizim kıyıya doğru yola çıktık.
Notlar:
1- İlk fotoğrafta İstasyon caddesi üzerindeki köşklerden bazılarını görüyorsunuz.
2- Yeşilköy köşklerinin başka fotoğraflarını görmek isterseniz, burada bir sayfanın linkini veriyorum, tık.
Yeşilköy'e İstanbul'a ikinci gidişimde bir arkadaşım götürmüştü, çok hoşuma gitmişti, özellikle tarihi köşkler. Röne Park'ta oturmuştuk, sonra Havaalanı'ndan eşini alıp dönmüştük. Sayende o günü hatırladım. Bestekar ve yazar adı verilmiş sokakları dikkatimi çekmişti. Sefanız olsun, keyifli bir gün olmuş
YanıtlaSilGüzeldi sahiden Leylakcığım, sağol. :)
SilEskiden o semtlerin (Florya, Yeşilköy; Yeşilyurt) sayfiye gibi olduğu zamanlarda, Yeşilköy'e gitmek denince daha çok havaalanına gitmek anlaşılırdı, ah ahhh! :((
Sokak adlarına dikkat etmedim doğrusu, gelecek defa bakayım, bizim bu civarda da benzer sokak isimleri vardır.
Okula giderken her yeşilköy istasyonundan geçişte bir gün şurada ineyim de gezeyim diyorum. hatta öyle günlük turlar var aslında beni çok çeken :) oradan floryaya uzanıp atatürk köşküne falan da gitseydiniz keşke.
YanıtlaSilFlorya benim de aklımda, ancak oraya da başka bir gün ayırmak gerekiyor bence. Gelecek defa artık diyelim, nostalji gezileri kapsamında değerlendirelim. :))
SilNe iyi yapmışsınız. Benim de baya yakınıma gelmişsiniz:)
YanıtlaSilBöyle böyle alıştırma yapıyorum, bir sonraki sefer belki de sizin oralarda bir yerde buluşuruz. :)
SilBabam Bakırköylü. Benim de çocukluğum bu civarlarda geçti hep, Yeşilköy, Menekşe, Florya, Ataköy, Bakırköy, ki çok severim :) Meşhur dondurmacı, sosyete pazarı, balıkçılar çarşısı, sosyal tesisler, sahil, iyi hissettirmistir hep. Yazınızı okurken de o huzuru hissettim. :)
YanıtlaSilİnsanın tanıdığı bildiği yerleri başka ağızlardan dinlemesi keyifli olur bilirim, özellikle o sözler beğeniyle dolu olursa.
SilOkuduklarınız size o huzuru hissettirdiyse, ne mutlu bana. :)
Yeşilköy çok çok güzel bir yer. Yakınlarında büyüdüğüm için ayrıca severim ama popülasyon inanılmaz değişti. En son gittiğimde epeyi üzülmüştüm bu duruma.
YanıtlaSilBen o kadar uzun zamandır gitmemiştim ki, bambaşka bir yer gibi geldi gözüme. Neyse ki, anılardan hatırladığım tek tük görüntüler vardı da yabancılık duygum biraz geçti. :)
Sil