Pazartesi, Kasım 04, 2019

PASTIRMA YAZI

Ekim olabildiğince ılık geçti ve tam beklenen zamanda 29 Ekim geçer geçmez biraz yağmur ve serinlik geldi. Gerçi kısa sürdü, bir iki günde pastırma yazına dönüverdik, bu defa.
Gün ışığı iyiden iyiye kırık artık, sabah hava geç aydınlanıyor.
Yürüyüş saatlerimi sabahtan öğleden sonraya, akşamüstüne doğru kaydırıyorum, artık.




Akşamüstleri gün batımı güzel bir kaç gündür, kızıllı ışıklar değdikleri yerlerin albenisini artırıyor.
Suadiye'den geçerken bir apartmanın bahçesinde gördüğüm yukarıdaki begonvili mesela, büyülü hale getirmiş.
Gerçi, genellikle Ege'deki sahil kentlerini, Bodrum'u filan şenlendirmesine alıştığımız begonvillerin, İstanbul'da da bu kadar coşkulu olmasına, küresel ısınmayı düşünüp belki de bir yandan hayıflanmalı mıyız? 
Bilemedim, doğrusu!



Buyrunuz, size bir sahil kenti manzarası daha!
Gerçi kentimiz sahiden deniz kenarında, hatta denizle içiçe. Yine de,  bu parlak ışığı her zaman bu kadar keyif verici göremiyoruz.
Kıyıda rüzgarda uçuşan balonlar, karşıda yanyana adalar, önümüz derya, gökyüzünde martı, hatta biraz gözünüzü kısıp bakarsanız açıktaki yelkenli tekneleri bile göreceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoşgeldiniz!