Birkaç gündür, bu film hakkında ne yazsam, diye düşünüp duruyordum.
Açıkcası iyi duygularla yazmak istiyorum, fakat, bir yandan da "ecnebiler görsün" diye yapılmış bir film bu, turistik resimlerle dolu sanki, yerli piyasa içinse, töre cinayetleri kartı var, diye düşünmekten de kendimi alamıyorum.
beyazperde.com'daki yazı olumlu tarafından bakmayı tercih etmiş. Bu haldeyken bile, eleştirmen "lafını dolandırdığı ve varacağı yere çok laf ederek gittiği için etkisini kaybediyor" diye yazmış. Demek ki, o da tam doğru duyguyu yakalayamamış.
Bence, filmin en olumlu tarafı, iki genç oyuncusu: Gittikçe iyi oyuncu olmaya doğru yol alan Özgü Namal ve ilk kez izlediğim Murat Han. Özellikle, Cemal'in Meryem'i öldürmeye çalıştığı köprü sahnesinde çok etkileyiciydiler.
Bir de güzel deniz, tekne yolculuğu görüntülerini yabana atmamak gerek.
Galiba, hepsi bu...
Ben de film müziklerini Livaneli yapmış diye okumuştum , ama fragmanınında gördüğüm kadarıyla yeni yapmamış, eskileri bir daha ısıtmış.
YanıtlaSilGençliğinde yaratıcı olan insanların yaratıcılıklarının giderek tükenmesi çok acı verici olsa gerek.
Filmin resmi sitesinde
YanıtlaSilMüzik: Zülfü Livaneli yazıyor. Müzik, Livaneli'nin bildiğimiz melodileri, özgün bir beste yok. Sanırım, birkaç sene önce bir yabancı senfoni orkestrasıyla yapılan Zülfü Livaneli albümündeki kayıt kullanılmış. (Aradım, ancak albümün tam adını bulamadım.)